MücriM
Hediyeleşme Sevgiyi Arttırır.. 112
MücriM
Hediyeleşme Sevgiyi Arttırır.. 112
MücriM
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.


Tut Elimden Tut Ki Edemem Sensiz Rabbim..
 
AnasayfaLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap
“İnsanlara merhamet etmeyene Allah merhamet etmez.'' (Müslim, Fedâil, 66; Tirmizî, Birr, 16)
“Hayra vesile olan, hayrı yapan gibidir'' (Tirmizî, İlm, 14)
Allah sizin ne dış görünüşünüze ne de mallarınıza bakar. Ama o sizin kalplerinize ve işlerinize bakar.(Müslim, Birr, 33; ‹bn Mâce, Zühd, 9;Ahmed b. Hanbel, 2/285, 539.)
Bir müslümanın diktiği ağaçtan veya ektiği ekinden insan, hayvan ve kuşların yedikleri şeyler, o müslüman için birer sadakadır.(Buhârî, Edeb, 27; Müslim, Müsâkât, 7, 10)

 

 Hediyeleşme Sevgiyi Arttırır..

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
aSuDe
Admin
aSuDe


Rep Puanı : uğurböcüğü
Mesaj Sayısı : 2142
Site Aktifliği : 6286
Kayıt tarihi : 24/09/08
Yaş : 39

Hediyeleşme Sevgiyi Arttırır.. Empty
MesajKonu: Hediyeleşme Sevgiyi Arttırır..   Hediyeleşme Sevgiyi Arttırır.. EmptyPtsi Ağus. 24, 2009 11:42 am

Hediyeleşme Sevgiyi Arttırır.. Pink_Gift_Box

Hediyeleşme Sevgiyi Arttırır

Meselâ, Aişe-i Sıddìka validemiz radiyallahu teàlâ anha'nın rivâyet ettiğine göre Peygamber Efendimiz buyuruyor ki:

(Tehadev tezdâdû hubben) "Birbirinizle hediyeleşiniz, o zaman birbirinize karşı muhabbetiniz artar." Sevginiz hediye yoluyla ifade edilmiş olur. "Hà bak, bu beni seviyormuş da hediye verdi." diye, o da ona hediye verir.

Mümkünse hediyeyi hediyeyle karşılamak lâzım. Tabii bunu da zarif bir şekilde yapmak lâzım. Yâni hemen anında birisi birisine verip, ötekisi de ona karşılığını verdiği zaman, tatsız oluyor. Yâni "Ben senin hediyenin altında kalmak istemiyorum!" gibi bir tavır oluyor, o da iyi olmuyor. Zamanını kollamalı, fırsatını kollamalı. "Bu bana hediye vermişti, bir zamanı gelince ona vermeyi düşünüyorum!" demeli.

Hediyeleşmeyi SAS Efendimiz tavsiye ediyor. Hattâ başka bir hadis-i şerif daha okuyalım:

RE. 259/2 (Tehadev feinnel-hediyyete tuda'ifül-hubbe ve tezhebu bigavâiles-sadr.) "Hediyeleşin birbirinizle, çünkü hediyeleşlemek, hediye vermek, verilen hediye sevgiyi kat kat arttırır ve insanın içinde, kalbinde göğsünde saklı olan çeşit çeşit kinleri, kırgınlıkları, gaileleri giderir." buyurmuş.

Demek ki, müslümanlar birbirlerini çok sevecek, sayacak. Sevgisini selâmla ifade edecek, musafaha ederek ifade edecek, hediye vererek ifade edecek. Bunların çok faydaları var.

Bazı kimseleri görüyorum, hediyeyi kabul etmiyorlar:

"--Minnet altında kalmak istemiyorum, teşekkür ederim, alamam!" filân diyorlar.

Bu da doğru değil... Hediyeyi almak lâzım, mümkünse karşılığını münasip bir zamanda vermek lâzım. Eğer parası yetmiyorsa, hediye verecek imkânı yoksa, karşı tarafa dua eder, o da hediyedir. Duası da karşı tarafa fayda sağlar.

Peygamber SAS Efendimiz hediyenin alınmasını, verilmesini uygun görmüş ve bir ifadesinde de şöyle geçiyor. Enes RA'den bu hadis-i şerif... Dikkatle dinleyin, hatırınızda kalsın, önemli:

RE. 408/10 (Men ekramehû ehhül-müslim) "Her kime ki, müslüman kardeşi bir ikramda bulunmuşsa (Felyakbel kerâmetehû) o arkadaşının kendisine yaptığı ikramı, hediyeyi kabul etsin." Yâni reddetmesin, almamazlık yapmasın, demek. (Feinnemâ hiye kerâmetullàhi) "Çünkü verdiren Allah... O hediye, o ikram, o kerâmet Allah'tandır. (Felâ teruddû allellàhi kerâmetehû.) Allah'ın size o kulu vasıtasıyla gönderdiği ikramı redetmeyin!" diyor Peygamber Efendimiz.

Demek ki, "Söyleyene değil, söyletene bak!" dedikleri gibi, verene değil, verdirene hürmeten hediyeyi almak lâzım! Hadis-i şeriften böyle anlaşılıyor. Hattâ ibn-i Ömer RA'den başka bir hadis-i şerifte de açıkça beyan edilmiş:

RE. 408/9 (Men ekrame ehàhu feinnemâ yukrimullàh.) "Kim kardeşine ikram ederse, bir hediye, bir şey ikramda bulunursa, Allah'a ikram etmiş olur." Yâni kardeşine ikramda bulunduğu zaman, Allah'ın hoşuna gidecek bir şey yapmış oluyor, Allah'a ikramda bulunmuş gibi oluyor.

Meselâ, diyelim ki bir elma ikram etti. Yâni o hediye, o ikram Allah'a ikram edilmiş gibi çok muazzam, kıymetli bir şey oluyor. Ötekisi de elmayı alacak; çünkü o elmayı da Allah verdirtiyor, Allah'tan ona bir hediye... Alınan hediye de, Allah'ın ona bir ikramı oluyor. Bu iki yönlü önemli.

O bakımdan müslümanlar hediyeleri, birbirlerine karşı ikramları almalı, ama karşılığında da mümkünse münasib bir zamanda karşılığını vermeli! Çünkü tehadev demek, "Karşılıklı bu işi yapın!" demek. Bu işteşlik fiilidir, müşareket fiilidir. Yâni o sana versin, sen ona ver ki karşılıklı olsun. Tek taraflı olup da, bizim eskilerin tekerlemesi var, "Rabbenâ, hep bana!" diye. O tarzda tek yönlü olursa, istismar olur. Birisinin ötekileri sömürmesi gibi olmaması lâzım, dikkat etmek lâzım! İkramı almalı, mümkünse karşılığını vermeğe çalışmalı.

Dinimizin emirleri ne kadar güzel. Çok şükür Rabbimiz'e, bize İslâm'ı nasip etmiş. Birisinden bir ikram gelirse Allah'ın ikramı, Allah bize ikram etmiş gibi oluyor. Biz birisine bir şey ikram edersek, Allah bize ikramda bulunuyor, Allah'a yapılmış bir ikram oluyor. Her yönden güzel...

Kerâmet kelimesinin kullanılışına dikkatinizi çekmek istiyorum: (Men ekramehû ehûhül-müslim) "Her kime ki müslüman bir kardeşi ikramda bulunursa, (felyakbel kerâmetehû) onun ikramını kabul etsin!"

Biz kerâmeti, evliyaullahın olağanüstü yaptığı bir iş, şaşılacak bir iş mânâsına kullanırız. Yâni peygamberlerin yaptığına mucize diyoruz, evliyaullahın olağanüstü işlerine de kerâmet diyoruz. Bakın burada kerâmeti ne mânâya kullanıyor?.. "Her kime ki bir müslüman kardeşi ikramda bulunursa, onun o ikram ettiği ikramını, ikram ettiği eşyayı, yâni kerâmeti kabul etsin!" diyor.

Kerâmet, ikram mânâsına geliyor, ikram olarak verilen bir şey mânâsına geliyor. Burada kerâmetin ne demek olduğunu kardeşlerimiz iyice anlamış olsun diye, kelimenin kullanılışına da dikkatinizi çektim. Kerâmet aslında ikram edilen şey demek. O olağanüstü haller de Allah'ın sevgisinden dolayı, evliyâullaha bir ikramı olduğundan, ona kerâmet deniliyor. Yâni dikkat edilirse, büyükler o olağanüstü olayı o kişinin kendi zatına bağlamamışlar, Allah'ın ikramı olarak görmüşler. Alah o kulu seviyor, Allah o kula ikram ediyor. O da olağanüstü bir şeyi izhar ediyor, bir ikram olarak yapıyor. Onun için Allah'ın o ikramına kerâmet denilmiş oluyor. Kerametin anlamının doğru anlaşılması için önemli.

Bir konuşmamda demiştim, her şeyi yapan Allah-u Teàlâ Hazretleridir. Tabii bu çok doğru bir söz... Çünkü, (Lâ havle velâ kuvvete illâ billâh) "Allah'dan başka güç, kuvvet sahibi yok; her şeyi yapan Allah!" Evliyaullahın da kerâmeti Allah'ın ona bir ikramı... Allah onu nasip ediyor da, ondan böyle oluyor. İşin kökünü bilmek ve her şeyin Allah'tan olduğunu anlamak bakımından önemli...

Aziz ve sevgili kardeşlerim!

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Hediyeleşme Sevgiyi Arttırır..
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Kalbteki Sevgiyi İfade Yolları

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
MücriM :: Işık İnsanlar :: Prof. Dr. M. Esad Coşan Rh.A-
Buraya geçin: