MücriM
Diyalog ve [Peygamberimiz'in(s.a.v.) Hayatından] Diyalog Örnekleri 112
MücriM
Diyalog ve [Peygamberimiz'in(s.a.v.) Hayatından] Diyalog Örnekleri 112
MücriM
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.


Tut Elimden Tut Ki Edemem Sensiz Rabbim..
 
AnasayfaLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap
“İnsanlara merhamet etmeyene Allah merhamet etmez.'' (Müslim, Fedâil, 66; Tirmizî, Birr, 16)
“Hayra vesile olan, hayrı yapan gibidir'' (Tirmizî, İlm, 14)
Allah sizin ne dış görünüşünüze ne de mallarınıza bakar. Ama o sizin kalplerinize ve işlerinize bakar.(Müslim, Birr, 33; ‹bn Mâce, Zühd, 9;Ahmed b. Hanbel, 2/285, 539.)
Bir müslümanın diktiği ağaçtan veya ektiği ekinden insan, hayvan ve kuşların yedikleri şeyler, o müslüman için birer sadakadır.(Buhârî, Edeb, 27; Müslim, Müsâkât, 7, 10)

 

 Diyalog ve [Peygamberimiz'in(s.a.v.) Hayatından] Diyalog Örnekleri

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
aSuDe
Admin
aSuDe


Rep Puanı : uğurböcüğü
Mesaj Sayısı : 2142
Site Aktifliği : 6286
Kayıt tarihi : 24/09/08
Yaş : 39

Diyalog ve [Peygamberimiz'in(s.a.v.) Hayatından] Diyalog Örnekleri Empty
MesajKonu: Diyalog ve [Peygamberimiz'in(s.a.v.) Hayatından] Diyalog Örnekleri   Diyalog ve [Peygamberimiz'in(s.a.v.) Hayatından] Diyalog Örnekleri EmptyCuma Ağus. 28, 2009 6:00 am

Diyalog ve [Peygamberimiz'in(s.a.v.) Hayatından] Diyalog Örnekleri


Diyaloğu, düşünce sistemleri, örf ve âdetleri, inançları, kültürleri farklı insanların bir araya gelerek ortak bir paydada buluşma, birbirlerini anlama ve huzur içerisinde yaşama gayreti olarak tarif edebiliriz.

Diyalogda birbirini anlama asıl gaye olmalıdır. İnsanlar, hangi kültürün temsilcisi olurlarsa olsunlar insan olma şuuruyla hareket etmeliler, bir araya gelip konuşmaktan ve birbirlerini anlamaya çalışmaktan çekinmemelidirler. Nitekim kendine insan olma şerefini lütfeden Yaratıcı, "Ey insanlar! Biz sizi bir erkekle bir dişiden yarattık. Birbirinizle tanışmanız için sizi kavimlere ve kabilelere ayırdık. Muhakkak ki Allah katında en değerliniz O'ndan en çok korkanınızdır." (Hucurat, 49/13) buyurmaktadır.

Kur'an'da ırkı, kültürü ve dîni farklı olan insanlarla bir araya gelme onlarla diyalog kurma yasaklanmamakta, bilakis ortak paydada buluşma tavsiye edilmektedir. Bu ayetlerden birinin meali şöyledir: "De ki: Ey Ehl-i Kitap! Geliniz aramızda müşterek olan şu kelime üzerinde karar kılalım: Allah'tan başkasına ibadet etmeyelim. O'na hiçbir şeyi şerîk koşmayalım, kimimiz kimimizi Allah yanında Rab edinmesin." (Al-i İmrân, 3/64)

Tarihte diğer toplulukların kültürlerini anlama ve saygı göstermeyi, insanlarla iletişim kurmayı kendine prensip edinen ufku açık düşünce insanları her zaman olagelmiştir. Örneğin Toynbee, "Biz olumlu ya da olumsuz değerlendirmeler yapmak istemiyoruz; tersine anlamak istiyoruz." demektedir. (Özlem, 162) Onuncu ve on birinci yüzyıllarda yaşamış olan meşhur İslâm alimi Bîrûnî de, kültürleri tenkit etmekten çok anlama ve anlatma gayreti içerisinde olduğunu ifade etmektedir. (El-Bîrûnî, 99-100) Yine Bîrûnî'den önceki asırda yaşamış olan Mes'ûdî'nin Mürücü'z- Zehe'sini birçok kültür havzasını bizzat müşahede ederek oluşturduğunu ve telif ettiğini görüyoruz.

İslam'ın farklı kültürlere bakışı...

Peygamberlerin hayatları tetkik edildiğinde insanlığın atası olan Hz. Adem (as)'den peygamberlerin medar-ı iftiharı olan Hz. Muhammed (sas)'e kadar bu anlayışın en güzel örneklerini buluruz. Allah (cc), Hz. Musa ve kardeşi Harun'u diyalog kurma ortamı oluşturabilmeleri ve hakikatleri anlatabilmek için, Firavun'a göndermekte ve kendisine yumuşak sözlerle hitap etmelerini emretmektedir. (Tâhâ, 20/44) Hz. Nuh (as) insanlar arasında, kavmine beddua etmesiyle şuyu bulmuştur. Halbuki O'nun hayatı dikkatle tetkik edildiğinde peygamberliği süresince kavmine karşı tebliğin her türlü metodunu denemiş ve onları ikaz etmiş olduğu müşahede edilir. Nuh Suresi'ndeki şu ayetler O'nun toplumla iletişim kurma adına nasıl bir metot izlediğini ortaya koyması açısından manidardır: "Nuh, 'Rabbim, dedi, ben kavmimi gece gündüz davet ettim. Fakat benim davetim onlara, kaçışlarını artırmaktan başka bir katkıda bulunmadı. Günahlarını bağışlaman için onları ne kadar davet ettimse parmaklarını kulaklarına tıkadılar, örtülerini başlarına çektiler, direttiler, kibirlendikçe kibirlendiler. Sonra ben onları açıkça davet ettim, gizli gizli söyledim. Rabbinizden mağfiret dileyin, çünkü O çok bağışlayandır dedim." (Nuh, 71/5-10)

İnsanlarla diyalog kurma anlayışının peygamberlerin üveyki Hz. Muhammed (sas)'le billurlaştığını görmekteyiz. Hz. Muhammed (sas)'in, başta kendi kabilesi Kureyş olmak üzere, Beni Kelb, Beni Hanîfe, Beni Amir ve Kinde gibi kabilelerle diyalog kurma gayretleri daha peygamberliğinin ilk yıllarına rastlamaktadır. Yine ilk dönem İslâm kaynaklarında, Mekke'ye dışarıdan gelen insanların toplandığı Akabe ve Zü'l-Mecaz Çarşısı onun insanlarla oturup konuşmak için fırsat yakalamaya çalıştığı yerler arasında zikredilmektedir.

Allah Resulü (sas)'nün Medine hayatındaki uygulamalarında diyaloğa verdiği önem daha da belirgin olarak karşımıza çıkmaktadır. O, Medine'ye hicret ettiğinde üç farklı grup insanla muhatap olmuştur ki, bunlar, henüz İslâm'ı kabul etmemiş müşrik Araplar, Yahudiler ve Müslüman Araplardır. Kendisi, Medine'nin en güçlü kabileleri olan Evs ve Hazreç tarafından davet edilen bir peygamberdir. (İbn Hişâm, II, 78 vd; el-Ya'kûbî, II, 37-38 vd.) Dolayısıyla gücü de elinde bulundurmaktadır. Güçlü olmasına rağmen Allah Resulü (sas), ne Müslüman olmayan Araplara ne de Medine'nin yarı nüfusunu teşkil eden Yahudilere baskıcı bir tavır içerisine girmiştir. Medine'de yaşayan her grubu kendi inanç ve kültürüyle kabul etmiş, onlarla kendi kimlikleriyle muhatap olmuştur. İnsanların dinlerini, kültürlerini zorla değiştirme anlayışında olmadığı gibi onlara karşı diyalog kapısını kapatmamış, ardına kadar açık tutmuş, isteyen her kesimin yanına kendisi olarak gelmesine izin vermiştir. Herhangi bir sebeple yanına gelmeyenlere bir bahane ile kendisi giderek insanlarla konuşmanın ve kendine bahşedilen güzelliği anlatabilmenin yollarını aramıştır. Hz. Muhammed (sas)'in Medine'ye hicretinin ilk yılında gerçekleştirdiği önemli olaylar vardır ki bunlardan birisi de şehirdeki gruplarla ortak bir savunma anlaşması yapmasıdır. Bu anlaşma tarihe Medine Vesikası veya Medine Anlaşması gibi isimlerle geçmiştir. Bu anlaşma, Medine'yi, içinde yaşayan gruplardan oluşacak ortak bir güçle savunmayı amaçlamakta olup, sadece Müslümanların değil, İslâm'ı kabul etmemiş Arapların ve Yahudilerin de haklarını güvence altına almaktadır. Anlaşmaya katılan gruplar, anlaşma metnine kendi ırk, din ve kültürleriyle, yani kendi kimlikleriyle imza koymuşlar, herhangi bir zorlama ile de karşılaşmamışlardır.

Dünya diyaloğa hasret

Hz. Muhammed (sas), Hicaz bölgesindeki farklı kültür ve inançlara mensup insanlarla bir araya gelip konuşma gayretlerinin yanında komşu ülkelerdeki diğer din sâlikleri ve devlet adamlarıyla da diyaloğa önem vermekteydi. O, müşrikler baskıyı artırdıklarında bi'setin beşinci yılında Müslümanları kâfileler halinde, Necaşi'nin ülkesi olan Habeşistan'a göndermiş, bu arada kendisini de İslâm'a davet eden bir mektup yazmıştı. Necaşi de Hz. Peygamber (sas)'e birtakım meseleleri sorup öğrenmek üzere elçiler göndermiştir. Yedi rahip ve beş keşişten oluşan bu elçilik heyetinin aldıkları cevaplar karşısında gözlerinin yaşardığı ve daha sonra da İslâm'ı kabul ettikleri meşhurdur.Rum kralı Kayser, Fars kralı Kisra, İskenderiye kralı Mukavkıs, Umman'ın kralları Ceyfer ve İyaz, Yemame kralları Hanefi Sümame b. Üsâl Hevze b. Ali, Bahreyn kralı Münzir b. Sava el-Abdî ve Şam bölgesinin kralı Haris b. Ebi Şimr el-Gassânî, Hz. Peygamber (sas)'in diyalog kurmak için elçi gönderdiği devlet adamları arasındadır. Allah Resulü (sas)'nün insanlarla diyalog kurmak için elinden gelen gayreti gösterdiğini ve bu kapıyı hep açık tuttuğunu belirtmiştik. Onun uygulamalarına ait yukarıdaki örnekleri artırmak şüphesiz mümkündür. Ancak konuyu daha fazla uzatmamak için bize rehber olabilecek Necranlı Hıristiyanlara ibadet etmeleri konusunda gösterdiği hoşgörü ile ilgili bir örnekle bitirelim. Necranlılar, Hz Muhammed (sas)'in gerçekten bir peygamber olup olmadığını araştırmak üzere bir heyetle Medine'ye gelirler. Altmış kişilik bu heyet, Medine'ye gelerek Allah Resulü ile görüşmek üzere mescide giderler. İbadet vakitleri geldiğinde ise Mescid-i Nebevî'de ibadet etmeyi düşünürler. Sahabelerden bazıları bu heyetin mescitte ibadet etmelerine engel olmak ister. Ancak Hz. Peygamber (sas), ashabına, ibadetlerini serbestçe yapabilmeleri için bu Necranlı Hıristiyanları rahat bırakmalarını emreder. Neticede Necran heyeti Mescid-i Nebevî'de doğu tarafına yönelerek gönül rahatlığıyla ibadetlerini yaparlar.

Kur'ân ayetleri ve Hz. Peygamber (sas)'in uygulamaları ışığında düşündüğümüzde İslâm, farklı din ve kültürlerdeki insanlarla diyalog kurmayı yasaklamamakta, bilakis teşvik etmektedir. Ancak diyalog, inanç, kültür ve kimlikten taviz vermeden, karşı tarafa da saygı duyularak yapılmalı, asgarî müştereklerde buluşmanın yolları aranmalıdır. Anlaşmazlıkların, savaşların ve terörün dünyayı yaşanmaz hale getirdiği günümüzde insanlığın buna ne kadar muhtaç olduğu da unutulmamalıdır.

-SAKARYA ÜNİVERSİTESİ ÖĞRETİM ÜYESİ

YARD.DOÇ. DR. ABDULLAH DUMAN
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
MücriM
Admin
MücriM


Mesaj Sayısı : 1746
Site Aktifliği : 5282
Kayıt tarihi : 24/09/08

Diyalog ve [Peygamberimiz'in(s.a.v.) Hayatından] Diyalog Örnekleri Empty
MesajKonu: Geri: Diyalog ve [Peygamberimiz'in(s.a.v.) Hayatından] Diyalog Örnekleri   Diyalog ve [Peygamberimiz'in(s.a.v.) Hayatından] Diyalog Örnekleri EmptyCuma Ağus. 28, 2009 1:04 pm

Çok güzel bir çalışma olmuş..Yapanın ellerine sağlık..Diyalog adına o kadar delil varken diyalog karşıtlığını anlamak mümkün değil..

Allah razı olsun Adminim
okey diyen
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://mucrim.eniyiforum.org
 
Diyalog ve [Peygamberimiz'in(s.a.v.) Hayatından] Diyalog Örnekleri
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Dinlerarası Diyalog Dosyası
» Hazret-i Rabia'nın Hayatından..
» Kurbanda Peygamber'imizden komşuyu düşünme örnekleri...
» Peygamberimizin sık okuduğu dua
» ..Peygamberimizin Nezaketi..

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
MücriM :: Mânâ :: İslami Konular-
Buraya geçin: