"Aç Açabildiğin Kadar Sineni Ummanlar Gibi Olsun, Kalmasın El Uzatmadığın Bir Mahzun Gönül.."

Anadolu toprağının kokusunu almış her insanın bildiği bir dörtlük vardır, Hz. Mevlana denince hemen akla gelen ilk mısralardır bunlar. 'Baza! Baza! Her an çe hesti baza! Ger kafir u gebr u but-peresti baza! İn dergeh-e ma, dergeh-e novmidi nist, Sad bar eger tovbe şikesti baza! ‘Yine gel, yine gel, herkim olursan ol yine gel!’ diye başlayan dörtlüğü kasdediyorum. Bu dörtlükte ateş-gede, put-perest, yüz kere tevbesini bozmuş günahkar, kısacası insanlığın tümüne birden sesleniliyor. İnsanın daha dinlerken tüylerini diken diken edecek mahiyette bu sıcak ve haşyet verici çağrıya kulak vererek milyonlarca insan, onun ümit dergahına doğru kollarını açarak koşuşuyor.

Hz. Mevlana bu ve buna benzer beyitlerinde insanlara açıktan tebliğ yapmaktadır. Kimi çağırdığından çok nereye çağırdığı çok önemlidir. Açık, seçik bir biçimde kendi dergahına, dolayısıyla Allah’ın yoluna çağırmaktadır.

Herkes vicdani kanaatinde serbesttir. Şayet bana ‘Günümüzde bir Mevlana gösteriniz’ denileseydi, ben muhterem Muhammed Fethullah Gülen Hocaefendi’yi gösterirdim. Bunu söylerken de altı doldurulmamış, sadece hüsn-i zanlardan oluşan bir kanaatle fikir beyan etmiş olmazdım. Zira muhterem Hoca Efendi hazretleri, hizmetinin başından buyana ‘aç açabildiğin kadar sineni ummanlar gibi olsun, inançla geril ve insana saygı duy. Kalmasın el uzatmadığın bir mahzun gönül’ ifadelerine sadakatini hayatıyla tasdikledi. Ancak yazının başından buyana ifade etmek istediğim meram hala bu cümlelerin sadefinde gizli kaldı. Sadefin ağzını açıp inciyi elde etmek isterken birilerin elininin kolunun kesilmesine sebep olmamak için dikkatle kaldırmaya çalışıyoruz. Hz. Monla-yı Rum (Mevlana’nın bir lakabı da Monla-yı Rumdur)’un ‘Yine gel, yine gel’ çağrısına bedel Erzurumlu Hocaefendi hazretleri ‘el uzat’ dolayısıyla ‘git’ emrine atıfta bulunuyor. Bu vecizeyi biraz daha mercek altına alacak olursak; Hocaefendinin mesajının iki muhatabı var:

Birincisi: zaten inançla gerilmiş olanlar
İkincisi: kendilerine el uzatılacak olanlar
Birinci muhataplara bakan yönü itibariyle, muhtaç beldelere gidiniz, muhtaç insanlara el uzatınız, inançlarınızın gereğini yerine getiriniz demektir.

İkinci muhataplara gelince; sizler de sadece el uzatılan olmak sıfatından sıyrılıp uzatanlardan olunuz ve sinelerinizi hakikata açınız demektir ki bu itibarla –yine haddim olmayarak- Hz. Mevlana’ya atfedilen çağrıdan bir kaç derece daha derindir. Muhterem Hocaefendi hazretlerinin ‘herkesin konumuna saygı’ diye ifade ettiği öyle bir nokta vardır ki bunun izahı başlı başına bir sütun çeker. Sütuna da suç bulup günah keçisine çevirmektense, meramını anlatamayan yazarı suçlayalım. En azından cevap hakkı doğar vesselam.

Arhan Kardas -Zaman-

Admin Mesaj Sayısı : 1746 Site Aktifliği : 5282 Kayıt tarihi : 24/09/08

Allah razı olsun..

» Ey Gönül! Lâle Gibi oL ki, Hâlinden Sadece "Yâr" Haberdâr Olsun..
» || Mevlana'da Gönül Zenginliği ||
» "Hizmet İnsanı" Gönül Verdiği Dava Uğrunda...
» "Yazıklar Olsun O Namaz Kılanlara!"
» Yan Ey Gönül