MücriM
Tahkikî ve Taklidî İman / İman yükseltilebilir, güçlendirilebilir mi? 112
MücriM
Tahkikî ve Taklidî İman / İman yükseltilebilir, güçlendirilebilir mi? 112
MücriM
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.


Tut Elimden Tut Ki Edemem Sensiz Rabbim..
 
AnasayfaLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap
“İnsanlara merhamet etmeyene Allah merhamet etmez.'' (Müslim, Fedâil, 66; Tirmizî, Birr, 16)
“Hayra vesile olan, hayrı yapan gibidir'' (Tirmizî, İlm, 14)
Allah sizin ne dış görünüşünüze ne de mallarınıza bakar. Ama o sizin kalplerinize ve işlerinize bakar.(Müslim, Birr, 33; ‹bn Mâce, Zühd, 9;Ahmed b. Hanbel, 2/285, 539.)
Bir müslümanın diktiği ağaçtan veya ektiği ekinden insan, hayvan ve kuşların yedikleri şeyler, o müslüman için birer sadakadır.(Buhârî, Edeb, 27; Müslim, Müsâkât, 7, 10)

 

 Tahkikî ve Taklidî İman / İman yükseltilebilir, güçlendirilebilir mi?

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
aSuDe
Admin
aSuDe


Rep Puanı : uğurböcüğü
Mesaj Sayısı : 2142
Site Aktifliği : 6286
Kayıt tarihi : 24/09/08
Yaş : 39

Tahkikî ve Taklidî İman / İman yükseltilebilir, güçlendirilebilir mi? Empty
MesajKonu: Tahkikî ve Taklidî İman / İman yükseltilebilir, güçlendirilebilir mi?   Tahkikî ve Taklidî İman / İman yükseltilebilir, güçlendirilebilir mi? EmptyPtsi Eyl. 07, 2009 6:22 am

Tahkikî ve taklidî iman

İman yükseltilebilir, güçlendirilebilir mi? İman gücümüzü bir araya toplayıp geliştirebilir, yönlendirebilir miyiz? Eğer yapılabilirse bu nasıl olacaktır?

İman; başta “taklidî ve tahkikî” olmak üzere ikiye ayrılır. Tahkikî imânın da, “ilmelyakin (ilmî kesinlik derecesinde bilmek), aynelyakîn (gözle görür derecesinde bilmek), hakkalyakîn (akıl, kalb, ruh ve sair bütün his ve lâtifelerle bilme, sezme derecesi) olmak üzere üç derecesi vardır. Şimdi taklidî (gelenek ve göreneğe) ve tahkikî (araştırma, gözlem ve incelemeye dayanan) imân çeşitlerini tanımlamaya çalışalım:

* Taklidî imân: Basit, icmâlî/özet, genel, üstünkörü, sathî bir inançtır. Aklî bir araştırma, incelemeye dayanmaz; inanılan şeyin içine, derûnuna nüfûz edilmez. Genel bir bakış, basit bir düşünce, yüzey bir bilgiyle yetinilen veya duyuma dayalı bir inanç biçimidir. Tahayyül, tasavvurdan öteye geçemeyen düşünce tarzıdır. Bu inanca, “tevhid-i âmî” de denir. Bu bu basit iman, hiçbir şeyi Allah’tan başkasına dayandırmamaktan ibârettir. Yâni, aklî-mantıkî muhakeme yürütmeden; naklî, ilmî araştırma, inceleme yapmadan; kesin delil, sağlam belgelere dayanmadan basit bir inançla, “Cenâb-ı Hak birdir, ortağı, benzeri, yoktur, bu kâinat bütünüyle Onundur” denir; orada kalınır ve daha ötesine geçmez. Bu imân; mum ışığı gibidir. Küçük bir şüphe, basit bir inkâr rüzgârı, hafif bir vesvese darbesi karşısında çabuk söner, mağlup olur. Veya hiçbir dayağanığı ve sağlam temeli olmayan bir duvar gibidir; hiçbir direnç göstermeksizin yıkılmaya mahkûmdur.

* Tahkîkî imân: Aklî, mantıkî, ilmî inceleme, araştırma ve derin tefekkür sonunda kesin belge, bulgu ve delillere dayanarak ulaşılan imândır. Her şeyi Allah’a dayandırmakla beraber, her şeyin üstünde bulunan Ulûhiyetin (İlâhlığın, yaratıcılığın) mühürlerini, Rubûbiyetinin (atomdan galaksilere ve oradan kâinata kadar terbiye ediciliğinin) damgalarını ve kaleminin ince nakışlarını (yine atomdan kâinat sayfasına kadar her varlığın ayrı bir şekil, desende oluşunu); Onun sonsuz isim ve sıfatlarını bu yansımalarda okuyarak Onu bilmek, tanımak ve inanmaktır.

Tahkîkî, araştırarak elde edilen imânı şöyle de târif edebiliriz:

Zihnin bilgi merhaleleri olan “tahayyül, tasavvur, taakkul, iz’an, tasdik, iltizam” aşamalarından geçtikten sonra oluşan ve “ilmelyakîn (ilim seviyesinde), aynelyakîn (gözlem, müşahede seviyesinde), hakkalyakîn (tecrübe ve yaşama seviyesinde)” mertebeleri bulunan imân, itikad, inançtır.

Gerçek imân; akıl, ilim, fikir, araştırma, tahkik, tetkik, inceleme, gözlem, müşahede, sentez ve muhâkeme ile elde edilir. Bu tür imân yalnız kuru bir bilgi/ilim ile değil, yüksek bir tefekkür ile elde edilebilir. Evet, akıl, kalb, vicdan, idrak, şuûr gibi duyguların ve lâtifelerin de payı vardır. Nasıl ki, bir yemek mideye girse, o yemek muhtelif sinirlere, muhtelif bir sûrette taksim edilip tevzî olunuyor. İlimle gelen imân meseleleri dahi, akıl midesine girdikten sonra, derecesine göre ruh, kalb, sır, nefis, ve hâkezâ, lâtifeler kendine göre birer hisse alır, emer. Eğer onların hissesi olmazsa böyle bir imân noksandır.1


Dipnot: 1-Mektûbât, s. 318


Ali FERŞADOĞLU
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Tahkikî ve Taklidî İman / İman yükseltilebilir, güçlendirilebilir mi?
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Bilgisayar ve İman
» İman İle İlgili Hadisler
» Kadere İman Hakkındaki Hadisler
» Ehl-i îmân ile Ehl-i Küfrün Saflarının Bu Zamanda Birbirine Karışık Olması..

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
MücriM :: Mânâ :: İslami Konular-
Buraya geçin: