MücriM
Risalelerde Aile Kavramı 112
MücriM
Risalelerde Aile Kavramı 112
MücriM
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.


Tut Elimden Tut Ki Edemem Sensiz Rabbim..
 
AnasayfaLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap
“İnsanlara merhamet etmeyene Allah merhamet etmez.'' (Müslim, Fedâil, 66; Tirmizî, Birr, 16)
“Hayra vesile olan, hayrı yapan gibidir'' (Tirmizî, İlm, 14)
Allah sizin ne dış görünüşünüze ne de mallarınıza bakar. Ama o sizin kalplerinize ve işlerinize bakar.(Müslim, Birr, 33; ‹bn Mâce, Zühd, 9;Ahmed b. Hanbel, 2/285, 539.)
Bir müslümanın diktiği ağaçtan veya ektiği ekinden insan, hayvan ve kuşların yedikleri şeyler, o müslüman için birer sadakadır.(Buhârî, Edeb, 27; Müslim, Müsâkât, 7, 10)

 

 Risalelerde Aile Kavramı

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
aSuDe
Admin
aSuDe


Rep Puanı : uğurböcüğü
Mesaj Sayısı : 2142
Site Aktifliği : 6286
Kayıt tarihi : 24/09/08
Yaş : 39

Risalelerde Aile Kavramı Empty
MesajKonu: Risalelerde Aile Kavramı   Risalelerde Aile Kavramı EmptyÇarş. Eyl. 16, 2009 5:25 am

AİLE
Aile, cemiyetin temelidir. Ailenin huzur ve saa­detinin en birinci vesilesinin, kalbde ve vicdanî hislerde şuurlu olarak yerleşen ahiret imanına bağlı olduğunu anlatan Bediüzzaman Hazretleri diyor ki:

«Nev-i beşerin hayat-ı dünyeviyesinde en cemiyetli merkez ve en esaslı zenberek ve dünyevi saadet için bir cennet, bir melce, bir tahassüngah ise; aile hayatıdır. Ve herkesin hanesi, küçük bir dünyasıdır. Ve o hane ve aile ha­yatının hayatı ve saadeti ise; samimi ve ciddi ve vefadarane hürmet ve hakiki ve şefkatli ve fedakârane merhamet ile olabilir. Ve bu hakiki hürmet ve samimi merhamet ise; ebedî bir arkadaşlık ve daimî bir refakat ve sermedî bir beraberlik ve hadsiz bir zamanda ve hududsuz bir hayatta birbiriyle pederane, ferzendane, kardeşane, arkadaşane münasebetlerin bulunmak fikriyle, akidesiyle olabilir. Meselâ der: Bu haremim, ebedî bir âlemde, ebedî bir hayatta daimî bir refika-i hayatımdır. Şimdilik ihtiyar ve çirkin olmuş ise de zararı yok. Çünki ebedî bir güzelliği var, gelecek. Ve böyle daimî arkadaşlığın hatırı için her bir fedakârlığı ve merhameti yaparım diyerek o ihtiyar karısına, güzel bir huri gibi muhabbetle, merhametle mukabele edebilir. Yoksa kısacık bir iki saat suri bir refakattan sonra ebedî bir firak ve müfarakate uğrayan arkadaşlık; elbette gayet suri ve muvakkat ve esassız, hayvan gibi bir rikkat-i cinsiye mânasında ve bir mecazi mer­hamet ve sun’i bir hürmet verebilir. Ve hayvanatta olduğu gibi başka menfaatlar ve sair galib hisler, o hürmet ve merhameti mağlûb edip o dünya cennetini, cehenneme çevirir.» (Sözler: 97)


Aile hayatında maneviyat hislerini tahrib eden bidatlardan kaçıp İslâmî hayat ve terbiye takib edilirse, bunun mükâfatı, dünyada olduğu gibi âhirette daha ulvi olacağını müjdeleyen Bediüzzaman hazretleri şu ikazı yapar: Evet «refika-i hayatına meşru dairesinde, yani latif şefkatine, güzel hasletine, hüsn-ü siretine binaen samimi muhabbet ile, refika-i hayatını da nâşizelikten sair gü­nahlardan muhafaza etmenin netice-i uhreviyesi ise: Rahim-i Mutlak, o refika-i hayatı hurilerden daha güzel bir surette ve daha zinetli bir tarzda, daha cazibedar bir şekilde, ona dar-ı saadette ebedî bir refika-i hayatı ve dünyadaki eski maceraları birbirine mütelezzizane nakletmek ve eski hatıratı birbirine ta­hattur ettirecek enis, latif, ebedî bir arkadaş, bir muhib ve mahbub olarak verile­ceğini vadetmiştir. Elbette vadettiği şeyi kat’i verecektir.» (Sözler: 648)

Yukarıda geçen naşizelik: Dinde teme l teşkil eden kitablardaki hükümlere bağlı olan koca’nın ailedeki idaresine itaat etmeyip kendi sözünün geçerli olmasını isteyen kadın manasında olup, Kur’an: (4/34.)ayetinde geçer. Bu naşizelik, aile hayatının şer’î nizamını temelinden bozduğu için, kavvam olan erkeğe, Kur’an meşru şekliyle olmak şartiyle dövme hakkını verir
Ebeveyn ve evlad arasındaki münasebetlerin de, aynı İslâmî ruh ve terbiye içinde cereyan etmesi gerektiğini anlatan Hz. Üstad, şu bilgiyi verir: «...bir çocuk küçüklüğünde kuv­vetli bir ders-i imanî alamazsa, sonra pek zor ve müşkil bir tarzda İslâmiyet ve imanın erkanlarını ruhuna alabilir. Adeta gayr-ı müslim birisinin İslâmiyeti ka­bul etmek derecesinde zor oluyor, yabani düşer. Bilhassa, peder ve vâlidesini dindar görmezse ve yalnız dünyevî fenlerle zihni terbiye olsa, daha ziyade ya­banilik verir. O halde o çocuk, dünyada peder ve vâlidesine hürmet yerinde is­tiskal edip çabuk ölmelerini arzu ile onlara bir nevi bela olur. Âhirette de onlara şefaatçi değil, belki davacı olur. Neden imanımı terbiye-i İslâmiye ile kurtarma­dınız!..» (Emirdağ L.I.41)

İlmi küçüklükte öğrenmeye dair bir hadis şöledir:“İlmi küçüklüğünde öğrenmenin misali, taş üzerine yazılan nakış gibidir. İhtiyarlığında ilim öğrenmenin misali, su üzerine yazı yazmak gibidir.” (Ramuz-ül Ehadis: sh: 39l )

Ahirzaman fitnesinde çocuk terbiyesinin zorluğu hakkında Hazret-i Üstad der ki:

“Şimdi ise, terbiye-i İslâmiye yerine mimsiz medeniyet terbiyesi yüzünden ondan belki yirmiden belki kırktan bir çocuk ancak peder ve vâlidesinin çok ehemmiyetli hizmet ve şefkatlerine mukabil, mezkûr vaziyet-i ferzendaneyi gösterir. Mütebakisi endişelerle, şefkatlerini daima rencide ederek; o hakiki ve sadık dostlar olan peder ve vâlidesine vicdan azabı çektirir. Ve âhirette de da­vacı olur. “Neden beni imanla terbiye ettirmediniz?” Şefaat yerinde şekvacı olur.» (Kastamonu Lah.252)


“O şefkatli vâlide, çocuğunun hayat-ı dünyeviyede tehlikeye girmemesi, isti­fade ve fayda görmesi için her fedakârlığı nazara alır, onu öyle terbiye eder. “Oğlum paşa olsun” diye bütün malını verir; hâfız mektebinden alır, Avrupa’ya gönderir. Fakat o çocuğun hayat-ı ebediyesi tehlikeye girdiğini düşünmüyor ve dünya hapsinden kurtarmağa çalışıyor, Cehennem hapsine düşmemesini nazara almıyor.

Evet insanın en birinci üstadı ve tesirli muallimi, onun vâlidesidir. Bu mü­nasebetle ben kendi şahsımda kat’i ve daima hissettiğim bu mânayı beyan edi­yorum:
Ben bu seksen sene ömrümde, seksen bin zatlardan ders aldığım halde, ka­sem ediyorum ki; en esaslı ve her vakit bana dersini tazeler gibi merhum vâli­demden aldığım telkinat ve manevi derslerdir ki; o dersler fıtratımda, âdeta maddi vücudumda çekirdekler hükmünde yerleşmiş. Sair derslerimin o çekir­dekler üzerine bina edildiğini aynen görüyorum. Demek bir yaşımdaki fıtratıma ve ruhuma, merhum vâlidemin ders ve telkinatını, şimdi bu seksen yaşımdaki gördüğüm büyük hakikatlar içinde birer çekirdek-i esasiye müşahede ediyo­rum.» (Lem’alar: 199)

Devr-i câhiliyette çocukların ebeveynleri tarafından diri diri gömülerek öl­dürülmelerini takbih tehdid eden (6:137) âyetinin ve benzeri ayetlerin bu asra bakan mâna vecihlerinden biri; yukarıda bahsedildiği gibi, âhirzaman fitnesinin ifsad cereyanı içine itip ebedi ölümlerine sebebiyet verilmesine işaret eder. Asrımızın bu neviden olan cinayetleri, câhiliye devrindeki cinayetten nihayetsiz derecede zâlimanedir.

Zira devr-i câhiliyette mazlûmen öldürülen çocukların fâni hayatlarına mukabil ebedî Cen­net hayatları vardır. Asrımızda ise imanlarının ve mâneviyatlarının tahribi ile, ebedî idam ediliyorlar.

Bir hadis-i şerif mealen şöyledir:“İnsanlar üzerine bir zaman gelecek, şeytanlar onların evladlarına ortak ola­caklar. Denildi ki: Bu da olacak mı yâ Resulallah? Buyurdu ki: Evet.
Dediler ki: Bizim evladlarımızı, onların evladlarından nasıl ayırd edeceğiz?
Buyurdu ki: Haya ve merhamet azlığından anlaşılacak.”(Ramuz-ul ehadis, sh: 504)

«Şer’an yedi yaşına gelen bir çocuğu namaz gibi farzlara peder ve vâ­lideleri onları alıştırmak için teşvikkârane emretmek ve on yaşına girse şiddetle namaz kıldırmak ve alıştırmak şeriatta var.» (Emirdağ Lah.(II) sh.66)

Büluğ öncesi çocukların küçük yaşta oluşları düşün­cesiyle ve moda namı altında dar veya kısa pantolon gibi giyimler, haya hissinin gelişme­sine manidir. Peygamberimiz (A.S.M.) bir hadis-i şeriflerinde:
Çocuğun avretine riayet edin ve onu örtün. Zira onun avreti de büyüğün av­reti gibidir. Allah, avretini açana rahmet nazarı ile bakmaz.» buyurdu. (Ramuz-ul ehadis: 321)

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
MücriM
Admin
MücriM


Mesaj Sayısı : 1746
Site Aktifliği : 5282
Kayıt tarihi : 24/09/08

Risalelerde Aile Kavramı Empty
MesajKonu: Geri: Risalelerde Aile Kavramı   Risalelerde Aile Kavramı EmptyÇarş. Eyl. 16, 2009 8:21 am

Şimdi ise, terbiye-i İslâmiye yerine mimsiz medeniyet terbiyesi yüzünden ondan belki yirmiden belki kırktan bir çocuk ancak peder ve vâlidesinin çok ehemmiyetli hizmet ve şefkatlerine mukabil, mezkûr vaziyet-i ferzendaneyi gösterir. Mütebakisi endişelerle, şefkatlerini daima rencide ederek; o hakiki ve sadık dostlar olan peder ve vâlidesine vicdan azabı çektirir. Ve âhirette de da­vacı olur. “Neden beni imanla terbiye ettirmediniz?” Şefaat yerinde şekvacı olur..

Allah razı olsun okey diyen
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://mucrim.eniyiforum.org
 
Risalelerde Aile Kavramı
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Kur’an'a göre ideal aile
» İslam=Aile+Eş+Huzur...
» Bu Evde Mutlu Bir Aile Var
» Aile Hayatını Sarsan Sebepler..
» Aile fertlerine yapılan iyilik

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
MücriM :: Mânâ :: Risale-i Nur-
Buraya geçin: