MücriM
Bela, musibet ve hastalıkları kendi hakkımızda hayra çevirebilir miyiz, nasıl? 112
MücriM
Bela, musibet ve hastalıkları kendi hakkımızda hayra çevirebilir miyiz, nasıl? 112
MücriM
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.


Tut Elimden Tut Ki Edemem Sensiz Rabbim..
 
AnasayfaLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap
“İnsanlara merhamet etmeyene Allah merhamet etmez.'' (Müslim, Fedâil, 66; Tirmizî, Birr, 16)
“Hayra vesile olan, hayrı yapan gibidir'' (Tirmizî, İlm, 14)
Allah sizin ne dış görünüşünüze ne de mallarınıza bakar. Ama o sizin kalplerinize ve işlerinize bakar.(Müslim, Birr, 33; ‹bn Mâce, Zühd, 9;Ahmed b. Hanbel, 2/285, 539.)
Bir müslümanın diktiği ağaçtan veya ektiği ekinden insan, hayvan ve kuşların yedikleri şeyler, o müslüman için birer sadakadır.(Buhârî, Edeb, 27; Müslim, Müsâkât, 7, 10)

 

 Bela, musibet ve hastalıkları kendi hakkımızda hayra çevirebilir miyiz, nasıl?

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
MücriM
Admin
MücriM


Mesaj Sayısı : 1746
Site Aktifliği : 5282
Kayıt tarihi : 24/09/08

Bela, musibet ve hastalıkları kendi hakkımızda hayra çevirebilir miyiz, nasıl? Empty
MesajKonu: Bela, musibet ve hastalıkları kendi hakkımızda hayra çevirebilir miyiz, nasıl?   Bela, musibet ve hastalıkları kendi hakkımızda hayra çevirebilir miyiz, nasıl? EmptyÇarş. Eyl. 16, 2009 9:16 am

Hasatlıklara sabredip isyan etmemek ibadettir. Mükafatı büyüktür.

Hastalıklar, sabırlı bir kul için ayrı bir ibadet çeşidi.

?İbadet iki kısımdır: Bir kısmı müsbet, diğeri menfî. Müsbet kısmı malûmdur. Menfî kısmı ise, hastalıklar ve musibetlerle musibetzede za?fını ve aczini hissedip Rabb-ı Rahîmine ilticakârane teveccüh edip, onu düşünüp, ona yalvarıp hâlis bir ubudiyet yapar. Bu ubudiyete riya giremez, hâlistir. Eğer sabretse, musibetin mükâfatını düşünse, şükretse, o vakit herbir saati bir gün ibadet hükmüne geçer. Kısacık ömrü uzun bir ömür olur.? Lem?alar

Ahiret yolcusu olan insanı, bu ikinci tip ibadetlerden mahrum bırakan bir telakki, ancak onun cennetteki derecesinin noksan kalmasını netice verir.

?Ben gizli bir hazine idim. Bilinmek istedim ve mahlûkatı yarattım.? Hadis-i kutsisini okuyanların büyük çoğunluğu nazarlarını hemen şu dünyaya çevirirler; ahireti pek hatırlamazlar. Bu noksan telakki ve bu eksik değerlendirmenin kaynağı da Cenab-ı Hakk?ın zamandan münezzeh olduğundan gaflet etmeleridir. Halbuki, bu kudsî hadis sadece bu kısa dünya hayatına bakmıyor. Bu mânâ, kemaliyle, ahirette tahakkuk edecektir ve miraç mucizesi, bunun müjdecisidir. O Yüce Peygamber(a.s.m.), O Şanlı Nebi(a.s.m.), bu mucize ile bütün sema tabakalarını gezmiş, cennet ve cehennemi müşahede etmiş, bu celal ve cemal sahnelerinin ardından, bu tecellilerin sahibine muhatap olma ve Onun Mukaddes Cemalini görme şerefine ermiştir.

Ve Nur Külliyatında Miraç için, ?velayet-i Ahmediyenin keramet-i kübrası? tabiri kullanılır. Bilindiği gibi Allah Resulünün(a.s.m.) iki veçhesi vardır: Kulluğu ve peygamberliği Kulluk cihetiyle Rabbine en ileri mânâda iman ve ibadet eder. O?nu en fazla sever ve O?ndan en çok korkar. Farz ibadetlerin birkaç katı kadar da nafile ibadetlerde bulunur. Kulu Rabbine fazla yaklaştıran secde nimetinden, azamî ölçüde istifade eder.

Allah Resûlünün(a.s.m.) en mükemmel mânâda gerçekleştirdiği kulluk vazifelerinden biri de sabırdır. O(a.s.m.), sabır imtihanını da hicretlerle, harplerle, nice musibet ve sıkıntılarla en ilere mânâda kazanmıştır. İfadeye dökmekten aciz olduğumuz, böyle nice ulvî ve kutsî ibadetler, Onu(a.s.m.) miraç mucizesiyle tanıştırır.

Namaz da müminin miracıdır. Musibet ve hastalıklar ise bir başka terakki merdivenidir. Bir ömür boyu böyle değişik tecellilerle farklı imtihanlar geçiren insanlar, bu kısa dünya hayatının ardından ebediyet yurduna göç edecekler. Bu gölgelerin asıllarına kavuşacak, marifet ve muhabbet nimetini de kemaliyle orada bulacak ve tadacaklar.

Kısacası: Musibetsiz ve hastalıksız bir ömür farz etmek, dünya imtihanını ve bu imtihanın neticeleri olan cennet ve cehennemi de yok saymak olur
Bu ise gölgede boğulup ve onunla yetinip, asıldan gaflet etmek demektir.

Yazar: Ali Ayçil
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://mucrim.eniyiforum.org
aSuDe
Admin
aSuDe


Rep Puanı : uğurböcüğü
Mesaj Sayısı : 2142
Site Aktifliği : 6286
Kayıt tarihi : 24/09/08
Yaş : 39

Bela, musibet ve hastalıkları kendi hakkımızda hayra çevirebilir miyiz, nasıl? Empty
MesajKonu: Geri: Bela, musibet ve hastalıkları kendi hakkımızda hayra çevirebilir miyiz, nasıl?   Bela, musibet ve hastalıkları kendi hakkımızda hayra çevirebilir miyiz, nasıl? EmptyÇarş. Eyl. 16, 2009 9:32 am

Allah razı olsun Adminim..
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Bela, musibet ve hastalıkları kendi hakkımızda hayra çevirebilir miyiz, nasıl?
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Her musibet bir saadetin habercisidir, deniliyor. Musibet nasıl saadet getirir?
» Musibet nasıL Saadet Getirir ?
» Bela ve musibetleri nasıl değerlendirmemiz gerekir?
» Kâlû-Belâ Ne Demektir?
» Otobüste namaz kılabilir miyiz, köyümüzde seferi sayılır mıyız?

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
MücriM :: Mânâ :: Soru-Cevap ve Güncel Fetvalar-
Buraya geçin: