MücriM
Bediüzzaman’ın hapishanedeki bayramı 112
MücriM
Bediüzzaman’ın hapishanedeki bayramı 112
MücriM
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.


Tut Elimden Tut Ki Edemem Sensiz Rabbim..
 
AnasayfaLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap
“İnsanlara merhamet etmeyene Allah merhamet etmez.'' (Müslim, Fedâil, 66; Tirmizî, Birr, 16)
“Hayra vesile olan, hayrı yapan gibidir'' (Tirmizî, İlm, 14)
Allah sizin ne dış görünüşünüze ne de mallarınıza bakar. Ama o sizin kalplerinize ve işlerinize bakar.(Müslim, Birr, 33; ‹bn Mâce, Zühd, 9;Ahmed b. Hanbel, 2/285, 539.)
Bir müslümanın diktiği ağaçtan veya ektiği ekinden insan, hayvan ve kuşların yedikleri şeyler, o müslüman için birer sadakadır.(Buhârî, Edeb, 27; Müslim, Müsâkât, 7, 10)

 

 Bediüzzaman’ın hapishanedeki bayramı

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
MücriM
Admin
MücriM


Mesaj Sayısı : 1746
Site Aktifliği : 5282
Kayıt tarihi : 24/09/08

Bediüzzaman’ın hapishanedeki bayramı Empty
MesajKonu: Bediüzzaman’ın hapishanedeki bayramı   Bediüzzaman’ın hapishanedeki bayramı EmptySalı Eyl. 22, 2009 7:22 pm

Bismillahirrahmanirrahim

Aziz, sıddık kardeşlerim,


Evvelâ: Hem sizin, hem hapisteki arkadaşlarınızın bayramınızı tebrik ederiz. Sizle bayramlaşanı, aynen benimle bayramlaşmış gibi kabul ediyorum. Ve umumuyla bizzat bayram ziyaretini yapmışım gibi biliniz, bildiriniz. (Şualar sh. 438)


Saniyen: Madem bayramlaşmamız mahkemenin muvakkat hapis menzilinde oldu; ben de bayram tatlısı olarak, Konya kahramanı Zübeyir'in bana getirdiği zemzemle Nurs karyesinin bence çok mânidar balını gönderdim. Siz bal matarasına su koyun, karıştırınız. Sonra zemzemi içine bırakınız, kemâl-i âfiyetle içiniz. (Şualar sh. 446)


Aziz, sıddık kardeşlerim,

Ben bugün yalnız iki üç kardeşimizin tahliyelerini isterdim. Fakat hakkımızdaki inâyet-i İlâhiye onların menfaati için geri bıraktı. Ve yirmi gün kadar, bizim bu vaziyetimiz lâzım ve elzemdir. Çünkü bu bayramda beraber bulunmamız hem bize, hem Nurlara, hem hizmetimize, hem mânevî ve maddî istirahatimize ve hacıların dualarından tam bir hisse almamıza ve Ankara'ya gönderilen Risale-i Nur'un müsadereden kurtulmasına ve bizim mazlumiyetimize acıyıp Nurlara sarılanların çoğalmasına ve hazır büyük hatâlara rıza ile vatan ve millet ve din hâinlerine dehalet etmediğimize bir hüccet olması lâzımdı. (Şualar sh. 444)


Evet, eğer namazların arkasında, hususan bayram namazlarında, bir anda Allahu ekber diyen yüzer milyon insanların sesleri, âlem-i gaybda ittihad ettikleri gibi, âlem-i şehadette dahi birbiriyle ittihad edip içtima etse, küre-i arz tamamıyla büyük bir insan olup, azametine nisbeten büyük bir sadâ ile söylediği Allahu ekber'e müsavi geldiğinden, o muvahhidînin ittihadıyla bir anda Allahu ekber demeleri, küre-i arzın büyük bir Allahu ekber'i hükmüne geçiyor.

Adeta bayram namazlarında âlem-i İslâmın zikir ve tesbihiyle zemin zelzele-i kübrâya mazhar olup, aktâr ve etrafıyla Allahu ekber deyip, kıblesi olan Kâbe-i Mükerremenin samimî kalbiyle niyet edip, Mekke ağzıyla, Cebel-i Arefe diliyle Allahu ekber diyerek, o tek kelime, etraf-ı arzdaki umum mü'minlerin mağara-misal ağızlarındaki havada temessül ediyor. Birtek Allahu ekber kelimesinin aks-i sadâsıyla hadsiz Allahu ekber vuku bulduğu gibi, o makbul zikir ve tekbir, semâvâtı dahi çınlatıp berzah âlemlerine de temevvüç ederek sadâ veriyor.

İşte, bu arzı böyle kendine sâcid ve âbid ve ibâdına mescid ve mahlûklarına beşik ve kendine müsebbih ve mükebbir eden Zât-ı Zülcelâle, yerin zerrâtı adedince hamd ve tesbih ve tekbir edip ve mevcudatı adedince hamd ediyoruz ki, bize bu nevi ubudiyeti ders veren Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâmına ümmet eylemiş.

Bediüzzaman Said Nursi

SÖZLÜK:


TAHLİYE : Serbest bırakmak, boşaltmak.
İNÂYET-İ İLÂHİYE : Allah'ın yardımı.
ELZEM : En lüzumlu.
MÜSÂDERE : Toplatma, elden alma.
MAZLUMİYET : Zulme uğramışlık.
DEHÂLET : Sığınmak, dahil olmak, aman dilemek, medet, yardım isteyiş.
HÜCCET : Senet, vesika, delil; bir iddiânın doğruluğunu ispat için gösterilen belge.
MUVAKKAT : Geçici; kısa bir zaman, vakitli, fâni.
MENZİL : Ev, oda, yer, mekân, durak.
KARYE : Köy.
MÂNİDAR : Bir mânâ ifâde eden, nükteli, ince mânâlı.
MATARA : Askerlerin kullandığı üzeri aba ve çeşitli kumaşlarla kaplı madeni su şişesi veya yolculukta kullanılan deriden yapılmış su kabı.
ÂLEM-İ GAYB : Görülmeyen âlem.
İTTİHAD : Birleşmek, birlik, aynı fikirde olmak.
ÂLEM-İ ŞEHÂDET : Şehâdet âlemi, gözle görülen âlem, dünya, kâinât.
İÇTİMÂ : Toplantı, toplanma
KÜRE-İ ARZ : Yerküre; dünya.
AZAMET : Büyüklük.
SADÂ : Ses.
MÜSÂVİ : Birbirine denk, aynı seviyede olan.
MUVAHHİDÎN : İnananlar; Allah'ı bir kabul edenler.
ALLAHÜ EKBER : Allah en büyük ve en yücedir.
AKTÂR : Çaplar.
CEBEL-İ AREFE : Mekke'nin 16. km. doğusunda ve hacıların arefe günü toplandıkları tepenin adı.
TEMESSÜL : Birşeyin bir yerde sûret ve mâhiyetini aksettirmesi, benzeşme, cisimleşme, şekillenme.
TEMEVVÜC : Dalgalanma.
SÂCİD : Secde eden.
ÂBİD : İbâdet eden kul.
MAHLÛK : Yaratılmış, yoktan var edilmiş olan.
MÜSEBBİH : Tesbih eden. Cenâb-ı Hakk'ın, kusur ve noksan sıfatlardan uzaklığı ilân etme.
MÜKEBBİR : Tekbir getiren. “Allahü Ekber” diyen.
ZÂT-I ZÜLCELÂL : Celâl ve büyüklük sâhibi Cenab-ı Hak.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://mucrim.eniyiforum.org
 
Bediüzzaman’ın hapishanedeki bayramı
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Kurban Bayramı Tebriği
» 1979 Ramazan Bayramı Vaazı
» 1977 Ramazan Bayramı Vaazı
» Ramazan Bayramı Tebrigi | 20.09.2009 |
» Kurban Bayramı Arefesi - Arefe Günü Yapılacak Dualar Tavsiyler

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
MücriM :: Mânâ :: Risale-i Nur-
Buraya geçin: