MücriM
En büyük iflas, kul hakkıdır!.. 112
MücriM
En büyük iflas, kul hakkıdır!.. 112
MücriM
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.


Tut Elimden Tut Ki Edemem Sensiz Rabbim..
 
AnasayfaLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap
“İnsanlara merhamet etmeyene Allah merhamet etmez.'' (Müslim, Fedâil, 66; Tirmizî, Birr, 16)
“Hayra vesile olan, hayrı yapan gibidir'' (Tirmizî, İlm, 14)
Allah sizin ne dış görünüşünüze ne de mallarınıza bakar. Ama o sizin kalplerinize ve işlerinize bakar.(Müslim, Birr, 33; ‹bn Mâce, Zühd, 9;Ahmed b. Hanbel, 2/285, 539.)
Bir müslümanın diktiği ağaçtan veya ektiği ekinden insan, hayvan ve kuşların yedikleri şeyler, o müslüman için birer sadakadır.(Buhârî, Edeb, 27; Müslim, Müsâkât, 7, 10)

 

 En büyük iflas, kul hakkıdır!..

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
MücriM
Admin
MücriM


Mesaj Sayısı : 1746
Site Aktifliği : 5282
Kayıt tarihi : 24/09/08

En büyük iflas, kul hakkıdır!.. Empty
MesajKonu: En büyük iflas, kul hakkıdır!..   En büyük iflas, kul hakkıdır!.. EmptyPaz Eyl. 27, 2009 8:10 pm

En büyük iflas, kul hakkıdır!.. Aktifvolkan


Öyle insanlar vardır ki, menfaati için her türlü kötülüğü yapar. Başkasının hakkına dikkat etmeyen, korumayan Müslüman, İslamiyet'i anlamamış demektir.
Vaktiyle şöyle bir deney yapılmış. Kanun hükümlerine karşı çıkan insanları toplayıp bir adaya götürmüşler. Demişler ki, "polis vs. hiçbir şey yok; nasıl istiyorsanız öyle yaşayın" Bu serseri insanlar bildikleri gibi yaşamışlar. Vurmuşlar, kırmışlar, öldürmüşler. Bir müddet sonra bakmışlar ki bunun sonu yok. Toplanmışlar, "Hiçbirimiz bu halden memnun değiliz. Öyleyse aramızdan bir başkan seçelim, bir meclis kuralım. Zaptiyemiz olsun, kanunlarımız, cezalarımız olsun." diye karar vermişler. Onları adaya gönderenler çok şaşırmışlar, "Hani siz bunları istemiyordunuz?" diye sormuşlar. Adamlar da demiş ki, "Yine istemiyoruz amma, böyle de yaşanmaz ki!"

Sevmedikleri nizamı kendi elleriyle yeniden kurmuşlar. Dinlerin ve hukukların bütünü şahıs haklarının korunmasını ister.

İstanbul fethedildiğinde Fatih Sultan Mehmet Han, Yedikule zindanlarındaki ilim adamlarını ziyaret eder ve kendilerine sorar, "Sizi niye zindana attılar?" Onlardan biri demiş ki: "Kayser (Bizans imparatoru) bizi topladı, dedi ki, 'Osmanlı, Rumeli Hisarı'nı yaptırıyor. Bizans'ın kapıları kapanıyor. Ülkemizi nasıl koruyabiliriz?' Sıra bana gelince şöyle cevap verdim: 'İmparatorum, biz Bizans'ı artık koruyamayız. Çünkü ahlaksızlık Bizans'ı çürüttü. Şimdi cepheye giden asker, geride bıraktıklarını kimseye emanet edemiyor. Osmanlı, Bizans'ı yıkmasa da Bizans zaten yıkılıyor.' Bunun üzerine imparator, "Atın bunu zindana!" diye emretti, 'Biz yüzyıllarca yaşamışız, Bizans'ı kimse yıkamaz!' diyenlere de mevki makam verdi."

Fatih Sultan Mehmet, adamı dinledikten sonra demiş ki: "Sana şimdi bir ferman veriyorum. Osmanlı memleketlerini dolaş. Acaba Osmanlı Devleti ne kadar yaşayacak, bana bir bilgi ver." O bilgin, bu emrin üzerine tüm Osmanlı topraklarını dolaşmaya başlamış. Bu esnada mahkemeleri de incelemiş. Bir mahkemede şöyle bir davaya şahit olmuş:

Davacı olan köylü, kadı efendiye yalvarıyor: "Ben bu adamdan sadece tarlayı satın aldım. Tarlanın içinden çıkan bu hazineye bir bedel ödemedim. Lütfen söyleyin, bu hazineyi alsın!" Diğer adam da demiş ki: "Ben tarlayı bu adama satmışım. Artık içinden ne çıkarsa ona aittir. Hazineyi alamam, vebaldir."

Her iki adam da kul hakkına girmekten böylesine korkuyor. Kadı efendi adamlara bakmış, birinin oğlu, birinin kızı var. Demiş ki: "Ben senin kızını, bunun oğluna nikahlıyorum, razı mısınız?" Adamlar da peki demişler. "Çağırın oğlunuzu, kızınızı." demiş, onlara da sormuş, "hayır" diyen yok. Kadı, "Maşallah, o çıkan hazine de size düğün hediyesi." diyerek davayı bitirmiş. Bütün bunlara şahit olan ilim adamı, Fatih'in yanına gelmiş, "Bu adalet devam ettiği müddetçe Osmanlı'nın ömrü çok uzun olur!" diye müjde vermiş.

Buyruluyor ki: "Allah affedicidir. Kul, tevbe ettiğinde bütün günahları affedilir. Allah'ın affetmediği tek günah kul hakkıdır." Adam dünyada hakkını alamamışsa ahirette alacak. Haksız olanın sevaplarını alıp haklıya verecek. İşte en büyük iflas budur.

Üstad Bediüzzaman Hazretlerine bir ağabeyimiz üç tane balık tutmuş kızartıp getirmiş. Üstad çıkarmış parasını uzatmış. Ağabey demiş ki, "Üstadım, ben bu balıkları denizden tuttum getirdim. Para vermedim ki para alayım!" Bu ısrar üzerine Bediüzzaman üç balığı almış. O ağabey diyor ki: "Gece yarısı kapım güm güm vuruluyor. Kalktım baktım ki Üstad! 'Kardeşim al şu beş lirayı, sancıdan öleceğim. Böyle şeyler bana caiz değil!' dedi, üç balığa beş lira verdi gitti."

Tabii bu meseleler özeldir. Umuma şamil değildir amma, Üstad'ın kul hakkına girmekten ne kadar çekindiğini anlatmak istedik.

Başkasının hakkını yiyerek para biriktirenler bilmeli ki er geç o para ellerinden çıkacak. Başımıza gelen felaketlerin sebebi, şahsi günahlarımızdır. Her hadisenin arkasında, İlahi bir karar vardır. Özellikle maddi meselelerde Müslüman'ca hareket etmiyorsak, İslamiyet'i anlamamışız demektir!


HEKİMOĞLU İSMAİL
Zaman
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://mucrim.eniyiforum.org
 
En büyük iflas, kul hakkıdır!..
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» En büyük iflas, kul hakkıdır!..
» En Büyük Nimet..
» En Büyük Amaç..
» Namaz en büyük koruyucudur
» Sigaraya Büyük Zam Geliyor

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
MücriM :: Mânâ :: İslami Konular-
Buraya geçin: