MücriM
Hikmet ve adalet Ahireti ister 112
MücriM
Hikmet ve adalet Ahireti ister 112
MücriM
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.


Tut Elimden Tut Ki Edemem Sensiz Rabbim..
 
AnasayfaLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap
“İnsanlara merhamet etmeyene Allah merhamet etmez.'' (Müslim, Fedâil, 66; Tirmizî, Birr, 16)
“Hayra vesile olan, hayrı yapan gibidir'' (Tirmizî, İlm, 14)
Allah sizin ne dış görünüşünüze ne de mallarınıza bakar. Ama o sizin kalplerinize ve işlerinize bakar.(Müslim, Birr, 33; ‹bn Mâce, Zühd, 9;Ahmed b. Hanbel, 2/285, 539.)
Bir müslümanın diktiği ağaçtan veya ektiği ekinden insan, hayvan ve kuşların yedikleri şeyler, o müslüman için birer sadakadır.(Buhârî, Edeb, 27; Müslim, Müsâkât, 7, 10)

 

 Hikmet ve adalet Ahireti ister

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
MücriM
Admin
MücriM


Mesaj Sayısı : 1746
Site Aktifliği : 5282
Kayıt tarihi : 24/09/08

Hikmet ve adalet Ahireti ister Empty
MesajKonu: Hikmet ve adalet Ahireti ister   Hikmet ve adalet Ahireti ister EmptyÇarş. Kas. 11, 2009 8:03 pm

Bismillahirrahmanirrahim

Bâb-ı Hikmet ve Adâlet olup, ism-i Hakîm ve Âdilin cilvesidir.

Hiç mümkün müdür ki, zerrelerden güneşlere kadar cereyan eden hikmet ve intizam, adâlet ve mîzanla Rubûbiyetin saltanatını gösteren Zât-ı Zülcelâl, Rubûbiyetin cenâh-ı himâyesine ilticâ eden ve hikmet ve adâlete İmân ve ubûdiyetle tevfîk-ı hareket eden mü'minleri taltif etmesin ve o hikmet ve adâlete küfür ve tuğyan ile isyan eden edebsizleri te'dib etmesin?

Hâlbuki bu muvakkat dünyada, o hikmet, o adâlete lâyık binden biri insanda icrâ edilmiyor, tehir ediliyor. Ehl-i dalâletin çoğu ceza almadan, ehl-i hidâyetin de çoğu mükâfat görmeden buradan göçüp gidiyorlar. Demek, bir mahkeme-i kübrâya, bir saadet-i uzmâya bırakılıyor.

Evet, görünüyor ki, şu âlemde tasarruf eden Zât, nihayetsiz bir hikmetle iş görüyor. Ona bürhan mı istersin? Her şeyde maslahat ve faydalara riâyet etmesidir. Görmüyor musun ki, insanda bütün âzâ, kemikler ve damarlarda, hattâ bedenin hüceyrâtında, her yerinde, her cüz'ünde faydalar ve hikmetlerin gözetilmesi, hattâ bâzı âzâsı, bir ağacın ne kadar meyveleri varsa, o derece o uzva hikmetler ve faydalar takması gösteriyor ki, nihayetsiz bir hikmet eliyle iş görülüyor? Hem, her şeyin san'atında nihayet derecede intizam bulunması gösterir ki, nihayetsiz bir hikmet ile iş görülüyor.

Evet, güzel bir çiçeğin dakîk programını, küçücük bir tohumunda dercetmek, büyük bir ağacın sahife-i a'mâlini, tarihçe-i hayatını, fihriste-i cihazâtını küçücük bir çekirdekte mânevî kader kalemiyle yazmak, nihayetsiz bir hikmet kalemi işlediğini gösterir.

Hem her şeyin hilkatinde gayet derecede hüsn-ü san'at bulunması, nihayet derecede hakîm bir Sâniin nakşı olduğunu gösterir. Evet, şu küçücük insan bedeni içinde bütün kâinatın fihristesini, bütün hazâin-i rahmetin anahtarlarını, bütün esmâlarının aynalarını derc etmek, nihayet derecede bir hüsn-ü san'at içinde bir hikmeti gösterir.

Şimdi hiç mümkün müdür ki, şöyle icraat-ı Rubûbiyette hâkim bir hikmet, o Rubûbiyetin kanadına ilticâ eden ve İmân ile itaat edenlerin taltifini istemesin ve ebedî taltif etmesin? (Sözler Sh. 66)
Bediüzzaman Said Nursi

SÖZLÜK:


A'MÂL : Ameller, işler, fiiller.
ADL : Adâletli; Allah'ın isimlerinden.
ÂLEM : Dünya, kâinat,evren.
ÂZÂ :Organ, bedenin her bir uzvu.
BÂB-I HİKMET : Cenab-ı Hakk'ın herşeyi hikmetli ve maslahatlı yaratması bahsi.
BÜRHAN : Birşeyi ispatlamak için kullanılan kesin delil, ispat vâsıtası.
CENÂH-I HİMÂYE : Himâye tarafı, koruma kanadı.
CİLVE : Görünme, akis, yansıma; Allah'ın isimlerinin varlıklar üzerinde aksederek görünmesi.
DAKÎK : İnce ve derin.
DERC : İçine alma, katma, koyma, yerleştirme.
ESMÂ : Adlar, nâmlar, isimler.
FİHRİSTE : Bir kitabın içinde bulunan şeyleri sıra ile gösteren liste.
HÂŞİYE : Dipnot.
HAZÂİN-İ RAHMET : Rahmet hazîneleri.
HÜSN-Ü SANAT : Sanat güzelliği.
İCRÂ : Tatbik etme, yerine getirme.
İCRAAT-I RUBÛBİYET : Herşeyi terbiye ve idâre eden Allah'a âit icrâatlar, faaliyetler.
İLTİCÂ : Sığınma.
İNTİZAM : Tertib, düzen, nizam üzere olmak.
İSM-İ HAKÎM : Herşeyi belli bir gaye ve faydaya göre yapan Allah'ın bir ismi.
MAHKEME-İ KÜBRÂ : En büyük mahkeme; âhirette kurulacak olan büyük mahkeme.
MASLAHAT : Fayda, maksat, keyfiyet.
MİZÂN : Terâzi, tartı, ölçü, denge.
MUVAKKAT : Geçici; kısa bir zaman, vakitli, fâni.
MÜKÂFAT : Ödül.
NAKŞ : Bir şeyi çeşitli renklerle boyamak. * Resim. * Tezyin etmek.
RİÂYET : Uyma, uygunluk.
RUBÛBİYET : Cenâb-ı Hakkın her zaman, her yerde ve her mahlûka muhtaç olduğu şeyleri vermesi, onu terbiye etmesi ve idâresi altında bulundurması vasfı.
SAÂDET-İ UZMA : Büyük saâdet. Âhiret saâdeti, saâdet-i ebediye.
SAHÎFE-İ A'MÂL : Amellerin sayfası.
SÂNİ : Herşeyi sanatla yaratan Allah.
TALTİF : İltifat etmek. Gönül almak. Yumuşatmak.
TASARRUF : Birşeyin sahibi olup, idâre etme, mülkünü istediği gibi kullanma.
TE'DİB : Edeplendirme, terbiye verme, cezalandırma, haddini bildirme.
TEVFÎK : Uygun, Allah'ın yardımı, başarılı kılması.
TUĞYAN : Zulüm ve küfürde çok ileri gitmek, azgınlık, taşkınlık, taşkın mîzaçlık, resmî devlet kuvvetlerine karşı durmak.
UZUV : Organ, parça.
ZERRE : Maddenin en küçük parçası, molekül. Risâle ismi.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://mucrim.eniyiforum.org
nursina

nursina


Mesaj Sayısı : 85
Site Aktifliği : 176
Kayıt tarihi : 23/08/09

Hikmet ve adalet Ahireti ister Empty
MesajKonu: Geri: Hikmet ve adalet Ahireti ister   Hikmet ve adalet Ahireti ister EmptyPerş. Kas. 12, 2009 5:45 pm

A.r.o güzel paylaşım içiin
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Hikmet ve adalet Ahireti ister
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Kainatta Adalet Hükmediyor
» Şevval orucundaki hikmet
» Meleklerin Varlığındaki Hikmet
» Adalet ve hürriyet için çalışanlara birkaç nokta
» Kadınlar Ne İster,Erkekler Ne Anlar?

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
MücriM :: Mânâ :: Risale-i Nur-
Buraya geçin: