Mehmed Zahid KOTKU Rh.A
Eùzü billâhi mineş-şeytànir-racîm.
Bismillâhir-rahmânir-rahîm...
Elhamdü lillâhi rabbil-àlemîn...Vel-àkıbetü lil-müttakîn...Ves-salâtü ves-selâmü alâ seyyidinâ muhammedin ve âlihî ve sahbihî ecmaîn...
İ'lemû eyyühel-ihvân... İnne efdalel-kitâbi kitâbullàh... Ve enne efdalel-hedyi hedyü muhammedin sallallàhu aleyhi ve sellem... Ve şerrel-umûri muhdesâtühâ... Ve külle muhdesin bid'ah... Ve külle bid'atin dalâleh... Ve külle dalâletin fin-nâr... Ve bis-senedil-muttasıli ilen-nebiyyi sallallàhu aleyhi ve selleme ennehû kàl...
Hadis-i Şeriflerin Önemi
Hadis-i şerif hakkında kısa da olsa biraz mâlûmat vermek isteyeceğim:
Hadis-i şerif; Peygamber SAS Efendimiz Hazretleri'nden rivayet olunaraktan bugüne kadar bize gelen sözlerdir. Bu sözler kavlen, fi'len, takrîren, sıfaten hepsi hadistir. İster söylesin, isterse onu takrir buyursun, yahut fiilen onu göstersin... Gerek fiille gösterdikleri, gerek söz ile söyledikleri, gerek sıfatlarıyla beyan buyurdukları, hepsi hadisten ibarettir.
Bu hadislerin gàyesi, (elfevzü bisaàdetid-dâreyn) insanın hem dünyanın, hem de ahiretin saadetlerine ulaşmasına vesile olmaktır.
Bu ilm-i hadisten murad, bunu bize bildirenlerin halini, rivayet edenlerin halini bilmek... Bu hadis bize nerden geldi, kimin vasıtasıyla geldi; bunu bilmektir.
Farzlardan sonra ibadetlerin en efdali, ilm-i hadistir. Süfyân-ı Sevrî Hazretleri ki, eski müctehidlerden bir zattır; "Hadis ilminden daha efdal bir ilim bilmiyorum." diyor.
Cenâb-ı Peygamber muhaddisler hakkında şöyle buyurmuş:
(Naddarallàhümreen semia minnâ şey'en febelleğahû kemâ semiahû) "Allah yüzünü ağartsın o kimsenin ki, benden bir şey duyar ve bu duyduğunu diğer duymayanlara duyurur, iblağ eder, eriştirir. (Ferubbe mübellağin ev'à min sâmiin) Çünkü çok duyanlar vardır ki, o duyduklarını iyi anlayamazlar. Fakat bunu başka bilenlere, 'Ben böyle duydum.' diye anlattıkları vakit, o ondan daha ziyade anlayış göstererekten, o hadisin incelenmesine, genişlenmesine vesile olur."
Onun için, ehl-i hadis-i şerifin şerefine binâen, Peygamber SAS Efendimiz şöyle buyurmuşlar:
(İnne evlen-nâs bî yevmel-kıyâmeh, ekseruhüm aleyye salâten) "Nâsın yevm-i kıyamette bana en evlâ olanı, bana çok salât ü selâm getirenlerdir."
Bu kavmin içerisinde de en çok salât ü selâm getirenler, muhaddislerdir. Efendimiz'in halini beyan etmek suretiyle, mütemâdiyen salevatlar getirirler. Bâhusus onun kitaplarıyla meşgul olmak, hep salât ü selâmdan ibarettir.
Onun için hep beraber bir salât ü selâm okuyalım:
"Allàhümme salli alâ seyyidinâ muhammedinin-nebiyyil-ümmiyyi ve alâ... Âlihî ve sahbihî ve sellim..." (3 defa)
Kırk tane hadisi belleyip, yazıp, kendine ve kendinden sonra geleceklere bırakabilen insanların, kıyamet günü ulemâ meyanında haşrolunacaklarına dair, şühedâ meyanında haşrolunacaklarına dair geniş rivayetler var.