MücriM
El Bari | Ya Bari C.C 112
MücriM
El Bari | Ya Bari C.C 112
MücriM
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.


Tut Elimden Tut Ki Edemem Sensiz Rabbim..
 
AnasayfaLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap
“İnsanlara merhamet etmeyene Allah merhamet etmez.'' (Müslim, Fedâil, 66; Tirmizî, Birr, 16)
“Hayra vesile olan, hayrı yapan gibidir'' (Tirmizî, İlm, 14)
Allah sizin ne dış görünüşünüze ne de mallarınıza bakar. Ama o sizin kalplerinize ve işlerinize bakar.(Müslim, Birr, 33; ‹bn Mâce, Zühd, 9;Ahmed b. Hanbel, 2/285, 539.)
Bir müslümanın diktiği ağaçtan veya ektiği ekinden insan, hayvan ve kuşların yedikleri şeyler, o müslüman için birer sadakadır.(Buhârî, Edeb, 27; Müslim, Müsâkât, 7, 10)

 

 El Bari | Ya Bari C.C

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
aSuDe
Admin
aSuDe


Rep Puanı : uğurböcüğü
Mesaj Sayısı : 2142
Site Aktifliği : 6286
Kayıt tarihi : 24/09/08
Yaş : 39

El Bari | Ya Bari C.C Empty
MesajKonu: El Bari | Ya Bari C.C   El Bari | Ya Bari C.C EmptySalı Tem. 05, 2011 6:47 pm

El Bari | Ya Bari C.C

El Bari | Ya Bari C.C Imaj%20%2813%29

el-Bâri’, vücuda getirdiği her şeyin âza ve cihazını, herhangi bir modele bağlı kalmadan yoktan var edip, birbirine uygun yaratan, kusursuzca var eden demektir.
Haşr sûresi (59), 24: “O, yaratan, var eden, varlıklara şekil veren Allah’tır. En güzel isimler O’nundur. Göklerde ve yerde olanlar O’nu tesbih ederler. O, Azîz (gâlib olan ve her şeye gücü yeten)dir, Hakîm (hüküm ve hikmet sahibi)dir.”
Şimdi, aynanın önüne geçin ve ilk defa görüyormuş gibi, kendinizi seyredin dostlar! Ve size vereceğim şu oranlara bakın!
İki gözünüz arasındaki mesafe, tam bir göz boyuna eşittir!
Kafamız, bedenimizin sekizde biri kadardır!
Kolumuzun boyu, elimizin uzunluğunun üç katıdır!
Bacağımızın boyu, ayağımızın uzunluğunun üç katıdır!
Bir yumruk yaptığınız zaman, elinizin çevresi, size ayak numaranızı verir!
Vücudunuzun estetiğinin, ahenginin ve oranlarındaki düzeninin farkında mısınız dostlar?
Size, bir estetik sırrı vereyim mi?
Elinize, tam cepheden çekilmiş bir fotoğrafınızı alsanız, onu tam ortasından ikiye ayırıp sağ ve sol yarısını aynaya tutarsanız, size hiç benzemeyen iki ayrı tip yüzün ortaya çıktığını hayretle görürsünüz! Sanatkârın büyüklüğünü anlayın!...
Evet, bunca orana, estetiğe rağmen, insanın tam ortasından geçen hatla, iki ayrı tip insan çıkar ortaya! İşte sanatın zirvesi! Onun için Yüce Yaradan meydan okur adeta kâfirlere Mülk sûresi (67)’nin 3’üncü âyetinde dostlar!
“O, yedi göğü, birbiri üzerine yarattı. Rahmân’ın yaratmasında bir uygunsuzluk göremezsin. Gözünü döndür de bak, bir çatlaklık görüyor musun?”
İmanın tadı bilmekte dostlar!
Önce, Rabbimizi tanımalı, bilmeliyiz!
Sonra, kendimizi tanımalıyız.
“Elif elif bilmektir
Elif kendin bilmektir
Sen kendini bilmezsin
Ya nice okumaktır?”
diyen Allah dostlarının sırlarına ermeliyiz!

Allah, bize öyle muntazam, öyle ahenkli, öyle işlevli uzuvlar vermiştir ki, vücudumuz muhteşem bir fabrika, kusursuz bir makine ve laboratuar gibi işlemekte; vücudunu tanıyan her insana da “hâl lisanı” ile sanatkârını göstermektedir!
Beynimiz, kalbimiz, karaciğerimiz, safrakesemiz de her biri birer makine ve laboratuar hükmünde olup, eşsiz fonksiyonları ile hayatımızı devam ettiriyor dostlar!
Hayvanlar âlemindeki harika yapıların, bitkiler âlemindeki örneksiz nakışların araştırılmasını size bırakıyorum!
el-Bârî’dir O!
Bize verdiği bedeni, kusursuzca, ahenkle yaratan Allah’a şükredebilmek için bütün azalarımızı, O’nun istediği şekilde kullanmalıyız dostlarım! Her şeyin şükrü kendi cinsiyledir, bunu unutmayalım!
Bize akıl veren, o muhteşem beyni veren Allah’a, aklımızı, ancak O’nu bilmekte ve bulmakta kullanarak şükredebiliriz!
Ellerimizin şükrü “vermek”le; ayaklarımızın şükrü “hayırda yarışmakla”; kulaklarımızın şükrü “Kur’ân’a kulak verip, emirlerini dinlemek ve uymakla” eda edilir!
Gözlerin şükrü, “bakmakla, görmekle, bulmakla”; ağzın şükrü “sadece helâl kazanıp, helâl yemekle” ve “doğruyu söylemekle” îfâ edilir dostlar!
Rabbim hepimize, rızasına uygun ameller işlemeyi nasip etsin. Âmîn.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
aSuDe
Admin
aSuDe


Rep Puanı : uğurböcüğü
Mesaj Sayısı : 2142
Site Aktifliği : 6286
Kayıt tarihi : 24/09/08
Yaş : 39

El Bari | Ya Bari C.C Empty
MesajKonu: Geri: El Bari | Ya Bari C.C   El Bari | Ya Bari C.C EmptySalı Tem. 05, 2011 6:47 pm

El Bari | Ya Bari C.C Bari

El-Bari; Kusursuz yaratan’ demektir. Bu isimde el-halıkisminden farklı olarak şu manalar vardır;
1- Bir kalıptan döker gibi düzgün, tertipli ve güzel bir şekilde yaratan,
2- Mahlukların aza ve cihazlarını birbiriyle uyumlu bir şekilde yaratan,
3- Her varlığı kainattaki umumi nizama ve gayelere uygun bir şekilde yaratan demektir.
Şimdi bari isminin bu üç manasını kainat kitabının sayfalarında okumaya çalışalım;

1- Bir kalıptan döker gibi düzgün, tertipli ve güzel bir şekilde yaratan
Ham maddesi hazır olan bir bardağı yapmak için ilk önce ne yaparsınız?
Yapmanız gereken ilk şey; bardağa bir kalıp hazırlamaktır. Maddi bir kalıp olmadan bir bardağı asla yapamazsınız. O halde şekilleri birbirinden farklı 50 bardak yapacak olsanız size 50 farklı kalıp lazımdır.
Demek en basit bir eşyayı yapmak için maddi kalıplara ve bir ustaya ihtiyaç var. Ve usta ve kalıp olmaksızın o eşya var olamıyor.
Şimdi bir sineğin yada bir çiçeğin yaratılması için neler gerekli buna bakalım;
1- O çiçek ve sineğin planını çizmek ve programını yapmak,
2- O çiçek ve sineği oluşturan atomları ve maddeleri şu alemin her köşesinden toplamak,
3- Topladığı atom ve maddeleri ince bir elek ile eledikten sonra o çiçek ve sineğe lazım olacak kadarını hassas bir ölçüyle belirleyip almak,
4- Ve aldığı bu maddeleri bir kalıba dökerek, düzgün, tertipli ve güzel bir şekilde onu yapmak.
O halde mesela bir toprağa bir gül tohumunu attığımızda, o toprağın ‘gülü yaratmak’ fiiline sahip olabilmesi için, gülün plan ve programını yapabilmesi, güle lazım olan maddeleri alemden toplayabilmesi, hassas bir teraziyle ona lazım olan kadarını ayırabilmesi ve bu maddeleri maddi bir kalıba dökebilmesi gerekir. Bir gül ancak bunlar yapıldıktan sonra var olabilir.
İlk 3 maddeyi bir kenara bırakıp, sadece maddi kalıbının olması gerektiği hakkında biraz düşünürsek; madem o toprak, kendisine atılan binlerce farklı tohumdan, farklı bitkiler çıkartabiliyor. O halde o toprakta, yeryüzündeki bitkiler adedince maddi kalıpların var olduğunu kabul etmek gerekir.
Ayrıca her bitkinin yaprakları, meyveleri, çiçekleri, şekilleri farklı olduğundan, o toprakta sadece bitkiler adedince kalıplar değil, aynı zamanda yapraklar, meyveler, çiçekler adedince maddi kalıpların var olduğunu da kabul etmek gerekir. Bunu kabul etmek ise öyle bir fikirdir ki, alemdeki bitkiler, çiçekler ve meyveler adedince imkansızlık ve hurafeler içinde bulunur.
Halbuki bu sanatlı bitkiler ve hikmetli eserler Allah’ın bari ismine isnad edildiğinde, o atomlar Allah’ın ilminin ve kaderinin manevi kalıplarına, kudretinin sevkiyle girerler. Ve düzgün ve tertipli bir şekilde çıkarlar.
O halde bizler bir elmaya, bir kelebeğe, bir çiçeğe, bir insana ve insanın azalarına, sözün özü, her bir mevcuda baktığımızda, ondaki bir kalıptan çıkarcasına düzgün ve tertipli yaratılışı görerek Allah’ı ‘bari’ ismiyle tesbih etmeliyiz.
Demek düzgün ve tertipli yaratılan her şey, Allah’ın bari isminin tecellisine mahzardır ve okuyabilenler için Allah’ın ‘bari’ isminin bir mektubudur.

2- Mahlukların aza ve cihazlarını birbiriyle uyumlu bir şekilde yaratan
Azaların birbirine uygun olarak yaratılması Bari isminin bir tecellisidir. Bu manasıyla Bari ismi, İnsanlarda ve bütün hayvanlarda, hatta bitki ve ağaçlarda dahi tecelli etmektedir. Zira her mahlukun bütün azaları, birbiriyle uyum içinde yaratılmıştır.
Mesela insana bakalım; İnsanın dili ile ağzı uyum içindedir. Eğer dili uzun olsaydı, ağzına sığmayacak ve hayat onun için ne kadar zor olacaktı. İşte dil ile ağız arasındaki bu uyum Bari isminin bir tecellisidir.
Dil ile ağız arasındaki uyum gibi, dişler ile ağız arasında da bir uyum vardır. Dişler adeta inci gibi ağza dizilmiştir. Eğer dişlerimiz uzun olsaydı ve ağzımıza sığmasaydı, halimiz nice olurdu bir düşünün. İşte dişlerin, ağza uygun olarak yaratılması Bari isminin bir tecellisidir.
Kaşlar ve göz arasındaki uyum da bu ismin bir tecellisidir. Kaşlar göze kadar uzamamakta ve insanın görüşünü etkilememektedir. Kaşların da saçlar gibi uzadığını ve insanın gözüne perde olduğunu düşündüğümüzde, Bari isminin tecellisine ne kadar muhtaç olduğumuzu anlarız.
Yine insanın iki gözü ve iki kulağı arasındaki uyum, kolun uzunluğunun boy ile uyumu, el ve ayak parmaklarının arasındaki uyum, bacakların birbiriyle eşit uzunlukta olması, dişlerin kendi arasındaki uyumu ve iç organların birbiri arasındaki uyum hep Bari isminin bir tecellisidir. Bu ismin tecellisi sayesinde bir ayak uzun, diğer ayak kısa olmamakta ve bütün azalar birbirini tamamlamaktadır.
İnsanda azami mertebede tecelli eden Bari ismi, hayvanlarda da tecelli etmektedir. Kartala sinek kanadının takılmaması, sineğe arının iğnesinin verilmemesi ve her mahluka vücuduna uygun azaların takılması hep bari isminin bir tecellisidir.
Bari ismi bu manasıyla ağaçlarda dahi tecelli etmektedir. Ağacın gövdesi ile dalları arasındaki uyum, dallar ile meyveler arasındaki uyum hep bari isminin bir tecellisidir. Hatta bir ağaca baktığınızda, yaprakların dallara gelişigüzel takıldığını zannedersiniz. Halbuki hakikat böyle değildir. Zira dala takılan her bir yaprak, diğer yaprağın güneşine en az mani olacak şekilde takılmaktadır. İşte bir ağaca yaprakların takılması dahi bu ismin tecellisi ile olmaktadır.
Madem vazifemiz Allah’ı tanımak ve mahlûkatta tecelli eden isim ve sıfatlarını okumaktır ve bu vazife bizim yaratılışımızın en büyük gayesidir. O halde bizler hem kendimize hem de her bir mahlûka baktığımızda aza ve cihazlarımızın birbiriyle uyumlu bir şekilde yaratıldığını görerek Allah’a hamd etmeli ve O’nu bari ismi ile tespih etmeliyiz.

3- Her varlığı kainattaki umumi nizama ve gayelere uygun bir şekilde yaratan demektir.
Her yaratılan varlık, kainattaki nizama ve gayelere uygun bir şekilde icad edilmiştir.
Mesela, insanı ele alalım; bütün azaları ve cihazları kainattaki nizama ve gayelere uygun olarak yaratılmıştır. Işığı görebilen göze, sesleri işitebilen kulağa, kokuları hissedebilen burna, yiyeceklerin tadını alabilen ve konuşmayı sağlayan dile, havayı teneffüs edebilen ciğerlere ve kainattaki nizama uygun diğer azalara sahiptir.
O halde insanın gözünü yaratan kim ise, ışığı icad eden de odur. İnsana kulağı takan kim ise, sesleri var eden de odur. İnsana burnu ihsan eden kim ise, o burnun kokladığı varlıkları ve onlardaki kokuları yaratan da odur. İnsana dili takan kim ise, o dilin tattığı bütün yiyecekleri ve o dildeki konuşmayı icad eden de odur. Sözün özü; insan bu haliyle adeta şöyle der; “beni kim yapmış ise, alakadar olduğum bütün eşyayı ve kainattaki nizamı da o yapmıştır. Ben kimin mülkü isem, kainatta onun mülküdür. Ve O zatın adı bu cihetle El-Bari’dir. ”
Ver her şey kainattaki gayelere münasip bir şekilde yaratılmıştır. Mesela, alemde hayatın devamı gibi bir gaye vardır. Her çiçek ve ağaç bu gayeye hizmet edecek şekilde tasarlanmıştır. Adeta atmosferdeki oksijen ve karbondioksit dengesini ayarlayacak şekilde bir hesap uzmanı gibi çalışır. Bütün ömrü boyunca oksijen üreterek o dengeyi sağlar. Ölürken de ömür boyu karbondioksit emen o çiçek oksijen vererek ölür. Eğer atmosferde karbondioksit gazı çoğalsa, bütün bitkiler solunumlarını hızlandırır.
Eğer bu nizamı sağlayan –haşa- Bari olan Allah değilse, şimdi soruyoruz;
Acaba şuursuz olan bu bitkiler bir kimya mühendisi gibi nasıl çalışıyorlar?
Hangi aletleriyle ölçüm yapıyorlar?
Hayatın devamı onlar için niye bu kadar önemli?
Karbondioksiti oksijene çeviren fabrikayı onun vücuduna kim yerleştirdi?…
İnsanın azalarının kainattaki nizama uygunluğunu, çiçek ve bitkilerin alemdeki gayelerle olan münasebetini gördükten sonra, şimdi bir bal arısını, kelebeği, kuşu, balığı ve diğer canlı ve cansız mahlukları insan ve çiçeklere kıyas edelim. Ve onların yaratılışına, kainattaki nizama uygun cihaz ve azalarına bakarak şu sesi duymaya çalışalım;
“Ben yaratılırken tek başıma planlanmamışım. Bana kainattaki nizama uygun alet ve cihazlar takılmış. Ve gayelere hizmet edecek vazifeler verilmiş. İşte ben, nizama uygun cihazlarım ve gayelere hizmetim ile Allah’ın Bari ismine aynayım. ”
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
El Bari | Ya Bari C.C
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
MücriM :: Mânâ :: Allah (cc)-
Buraya geçin: