MücriM
Namaz, en büyük şükürdür 112
MücriM
Namaz, en büyük şükürdür 112
MücriM
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.


Tut Elimden Tut Ki Edemem Sensiz Rabbim..
 
AnasayfaLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap
“İnsanlara merhamet etmeyene Allah merhamet etmez.'' (Müslim, Fedâil, 66; Tirmizî, Birr, 16)
“Hayra vesile olan, hayrı yapan gibidir'' (Tirmizî, İlm, 14)
Allah sizin ne dış görünüşünüze ne de mallarınıza bakar. Ama o sizin kalplerinize ve işlerinize bakar.(Müslim, Birr, 33; ‹bn Mâce, Zühd, 9;Ahmed b. Hanbel, 2/285, 539.)
Bir müslümanın diktiği ağaçtan veya ektiği ekinden insan, hayvan ve kuşların yedikleri şeyler, o müslüman için birer sadakadır.(Buhârî, Edeb, 27; Müslim, Müsâkât, 7, 10)

 

 Namaz, en büyük şükürdür

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
MücriM
Admin
MücriM


Mesaj Sayısı : 1746
Site Aktifliği : 5282
Kayıt tarihi : 24/09/08

Namaz, en büyük şükürdür Empty
MesajKonu: Namaz, en büyük şükürdür   Namaz, en büyük şükürdür EmptyCuma Tem. 24, 2009 5:10 pm

Rabbimizin bize ihsan ettiği sonsuz nimetlere karşı en güzel şükür, namaz kılmaktır. Çünkü sayısını bile bilmediğimiz ve ardı arkası kesilmeyen nimetlere, ölünceye kadar hiç bitmeyen ve günde beş vakit kıldığımız namazla karşılık verebiliriz.

Rabbimiz bize öyle nimetler vermiştir ki, onların gerçek değerinden bile habersiziz. Kimse kendisine verilen vücut organlarının, ne kadar mühim ve ne derece değerli olduğunu tam bilemez. Ancak hasta olduğunda veya onları kaybettiği zaman değerini anlar.
Acaba, gözlerimiz görmese, sıhhate kavuşmak için, olsaydı trilyonlarımızı bağışlamaz mıyız? Acaba iki elimizi veya iki ayağımızı, bütün kâinâtı verseler değişir miyiz?
Ya aklımızı? Ya ruhumuzu? Ya her biri birbirinden güzel duygularımızı herhangi bir dünya malı karşılığında satar mıyız?
İşte bize namazı emreden Rabbimiz, tüm bunları, üstelik sayısız nimet ve rızıklarla birlikte bize bağışlamıştır. Zaten Kur´an´da mealen, “Allah´ın nimetlerini saymaya kalksanız, gruplandıramazsınız bile” (Nahl: 18) buyruluyor.
Bizler beş vakit namaz kılmakla bu sayısız nimetlerin şükrünü bile eda edemeyiz. Ama o şefkati sonsuz Rabbimiz ne yapıyor? Bir de bize Cenneti veriyor. Cehennemden kurtarıyor.
Onu razı etmek için, ebedî azaptan kurtulup, tüm dostlarımızla Cennette sonsuz bir hayat yaşamak için namaza dört elle sarılmak, ezan okununca camiye koşarak gitmek gerekmez mi?
Bize verilen vücut nimetinin değerini anlamak için şu ilginç habere bakın:
“ABD´de, metro çıkışındaki yürüyen merdivenlerde sıkışan ayağını kaybeden 7 yaşındaki bir çocuğa mahkeme, 53 milyon dolar (2006 rakamlarıyla yaklaşık 70 milyon YTL) tazminat verilmesini kararlaştırmış.”
Bir çocuk ayağını kaybediyor ve sorumlusu 70 milyon lira ödemeye mahkûm oluyor.
Düşünün ki, bir ayağınızı 70 milyon liraya satın alacaksınız. 25 yıl çalışarak, ayda 233 bin, yılda 2.8 milyon yeni lira kazanmanız gerekecek.
Bir ayağın sadece fani âlemde yok edilmesi, bir kimsenin tam 25 yıl çalışmasını gerektirirse, acaba bütün bir vücudu, hatta akıl, kalp, ruh, sır ve duyguları ebediyen mahvetmenin cezası ne olmalıdır?
Rabbimiz, sonsuz nimetler vermesine karşılık bizden çok az, çok hafif, çok kolay ve çok rahat bir ibadet olan namaz kılmamızı istiyor. Beş vakit namaz sadece bir saatimizi alıyor. Üstelik Rabbimiz namaz kılana sonsuz bir saadet yurdu olan Cennette yaşama mükâfatı veriyor. Oysa ki, bizim yaptıklarımız, bir ayağın bile tazminatına kâfi değil.
İsterseniz bırakalım ayda 233 bin yeni lira gibi hayalî hesapları da gerçeği anlatalım.
Ülkemizde (2006’da) ayda bin yeni lira kazanmak çok iyi paradır. Bu hesapla yılda 12 bin kazanan bir kimsenin, 70 milyon lirayı kazanabilmesi için tam 5833 sene çalışması gerekir. Bir bakıma tek bir ayak için, Âdem Aleyhisselâmdan bu yana çalışmak icap eder. Bununla sadece bir ayağın beşerî hukuka göre, dünyevî ve maddî karşılığı kazanılmış olacak.
Kabaca 25 alet ve organımız için 145 bin yıl çalışmak gerekecek. Tabiî buna ruhumuz, hayal yeteneğimiz, duygularımız dâhil değil. Ayrıca vücudumuza ihsan edilen ayrı ayrı sayısız maddî ve manevî nimetleri de saymıyoruz. Bu durumda Allah´ın verdiği nimetlerin beşerî adaletle bile karşılığını vermek için dünyadaki hiçbir zenginin parası kâfi gelmez.
Şunu da unutmayalım: Bir göz, bir ayaktan çok daha gerekli ve önemli. Bir kalp ve beyin ise, gözden ve kulaktan değerli. Akıl ve ruh ise hepsinin üzerinde. Hele ebedî hayatı bize kazandıran iman nimetinin değerini hiçbir şeyle ölçebilir miyiz?
İşte biz böylesine muhteşem nimetlerle kuşatılmışız. Bir hadiste anlatıldığına göre, bütün hayatını ibadetle geçiren bir zat vefat edince Cenab-ı Hak şöyle sormuş:
— Ey kulum, sana merhametimle mi muamele edeyim, yoksa adaletimle mi?
Adam bütün hayatını ibadetle geçirdiği için şu cevabı vermiş:
— Adaletinle Ya Rabbi!
Melekler yaptığı ibadetleri bir bir hesaplamışlar. Bir de ne görsünler? Adamın ibadetleri bir gözünün şükrü için bile yeterli değil ve Cehenneme gitmesi gerekiyor. Fakat pişman olup yalvarıyor ve Cenâb-ı Hak affederek Cennete götürmelerini emrediyor. Allah bizi böyle ucubdan, yani kendi ibadetlerine güvenmekten korusun.
Rabbimizin verdiği vücut ve sağlık nimetiyle ilgili birkaç örnek daha aktarayım.
Boy ve ayak Allah´ın bir nimeti. Askerde iken bir ayağı üç santim kısa olan bir arkadaşa üç ameliyat uyguladılar. Her ameliyattan sonra üç ay yatıyordu ve 6 ayda bir ameliyat oluyordu. Böylece her ameliyat ancak bir santim uzatabiliyordu. Boyumuzun her santimi için ameliyat masasına yatsak, ömrümüz kâfi gelir mi dersiniz? Söz gelişi, 1.70 santim boyu olan bir kimsenin, tam 170 kez ameliyat olması ve 42 yıl yatakta yatması gerekirdi.
Yine hormon bozukluğu yüzünden kısa olanlar gen teknolojisiyle üretilen bir hormonla 30 santim kadar uzayabiliyormuş. Ancak bunun için 120 bin dolar gerekiyormuş. Ayda 500 dolar kazansak, tam 20 yıl çalışmamız gerekir.
Bir tanıdığımın 24 yaşındaki oğlunun beyin ameliyatı Türkiye´de yapılamıyor ve ABD´ye gitmesi için yoğun bakım donanımlı uçak gerekiyordu. Ailesi varlıklıydı ve her türlü masrafı yaptı. Yaklaşık bir milyon dolarlık masrafın sonucu maalesef ölüm oldu.
Boyu posu yerinde, organları sağlıklı, bütün hormonları ve enzimleri doğru çalışan insanlar ne büyük bir nimet içindeler ve bunun için gece gündüz şükretmeleri gerekmez mi?
Bir de bu güzel organlarımızın rızıkları var. Midemiz için binlerce çeşit yiyecek ve içecek, dilimiz için binlerce tat, kulağımız için birbirinden güzel sesler, burnumuz için sayısız koku, gözümüz için sınırsız güzel manzara yaratılmıştır.
Verdiğimiz örnekler sadece maddî varlığımızla ilgili. Oysa bu organlar, insandaki kadar gelişmemiş de olsa, hayvanlarda da var. Bizim asıl zenginliğimiz, aklî, ruhî, kalbî ve hissî derinliğimizde gizli. Bunların her birini sayfalarca anlatmak gerekir.
Özetle, içinde bulunduğumuz şartlar ve sahip olduğumuz nimetler “mükteseb haklar”, yani kendi kazançlarımız değildir. Bunlar bize ihsan edilmiştir ve devam etmesi için her an o nimet elinin üzerimizde olması gerekir. Yani bir kere ihsan ettiği için “Artık bunlar bizimdir” diyemeyiz. O nimetlerin Allah tarafından her an korunması ve devam ettirilmesi gerekir. Bu yüzden her zaman şiddetle duaya, şükre ve ibadete ihtiyacımız var. Şu ayet meallerine bakın:
“Beni zikredin ki, Ben de sizi rahmetimle anayım. Bana şükredin; sakın nankörlük etmeyin. Ey iman edenler! Sabır ve namazla Allah´tan yardım isteyin. Şüphesiz ki Allah, sabredenlerle beraberdir.” (Bakara:152-153)
Bir başka ayette ise yine sabır ve namazla yardım istemek emredilir ve “Fakat bu, Allah´tan korkanlardan başkasına pek ağır gelir” buyrulur. (Bakara:45) Demek ki, “namaz kılmamak” bir bakıma Allah´tan korkmamak demektir. Hangi mü´min, her şeyin yaratıcısı ve sonsuz güç sahibi Allah´tan korkmaz? Eğer bütün zerreleriniz bu ifadeden ürperiyorsa, hemen namaza ciddiyetle ve coşkuyla sarılın.
İşte namaz, ayetlerde emredilen şükrün en güzel ifadesidir. Bize verilen nimetleri hatırlayıp, ahiretteki hesap vermeye işaret eden, “O gün bütün nimetlerden sorgulanacaksınız” (Tekâsür: 8) anlamındaki âyeti aklımızdan hiç çıkarmamak gerekir. Bilhassa namazı, isteksiz ve baştan savma değil, severek ve büyük bir itinayla kılmalıyız.

KAYNAK : Sabah Namazına Nasıl Kalkılır? - Cemil Tokpınar
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://mucrim.eniyiforum.org
 
Namaz, en büyük şükürdür
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Namaz en büyük koruyucudur
» Namaz kılmaya ve büyük günahlardan kaçınmaya dair. Sabır, tevekkül, şükür, kanaat nedir? Allah´tan korkmak nasıl olur?
» Namaz Namaz Namaz Yine ve Elbette Namaz
» Teyemmüm yaparak namaz kılan bir kimse namaz vakti çıktıktan sonra suyu bulsa kıldığı namazı kaza etmesi gerekir mi?
» Aceleyle kılınan namaz, namaz sayılmaz

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
MücriM :: Mânâ :: Namaz-
Buraya geçin: