MücriM
Namaz ahirete imanla gitmeye vesiledir 112
MücriM
Namaz ahirete imanla gitmeye vesiledir 112
MücriM
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.


Tut Elimden Tut Ki Edemem Sensiz Rabbim..
 
AnasayfaLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap
“İnsanlara merhamet etmeyene Allah merhamet etmez.'' (Müslim, Fedâil, 66; Tirmizî, Birr, 16)
“Hayra vesile olan, hayrı yapan gibidir'' (Tirmizî, İlm, 14)
Allah sizin ne dış görünüşünüze ne de mallarınıza bakar. Ama o sizin kalplerinize ve işlerinize bakar.(Müslim, Birr, 33; ‹bn Mâce, Zühd, 9;Ahmed b. Hanbel, 2/285, 539.)
Bir müslümanın diktiği ağaçtan veya ektiği ekinden insan, hayvan ve kuşların yedikleri şeyler, o müslüman için birer sadakadır.(Buhârî, Edeb, 27; Müslim, Müsâkât, 7, 10)

 

 Namaz ahirete imanla gitmeye vesiledir

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
MücriM
Admin
MücriM


Mesaj Sayısı : 1746
Site Aktifliği : 5282
Kayıt tarihi : 24/09/08

Namaz ahirete imanla gitmeye vesiledir Empty
MesajKonu: Namaz ahirete imanla gitmeye vesiledir   Namaz ahirete imanla gitmeye vesiledir EmptyCuma Tem. 24, 2009 8:12 pm

Namazla ilgili dinimizin emir ve yasakları, teşvik ve tehditleri tam bilinmiyor. Ayet ve hadislerde, İslâm ulemasının kitaplarında ve uygulamalarında öyle ilginç ve etkili bilgiler vardır ki, bunları bilen bir kimsenin namaza ilgisiz kalması zordur.
İşte birçok mü´mini sorumluluğa sevk edecek Asr-ı Saadette yaşanmış bir olay:
Abdullah bin Ebî Evfâ (r.a.) anlatıyor:
Resul-i Ekremin (a.s.m.) huzurunda bulunduğumuz bir sırada ona birisi gelerek:
— Yâ Resûlâllah, ölüm döşeğinde yatan bir genç var. Kendisine, ‘Lâilâheillâllah, de’ dendiği halde bunu söyleyemiyor, dedi.
Resul-i Ekrem (a.s.m.):
— Namaz kılar mıydı, diye sordu. Adam:
— Evet, dedi.
Bunun üzerine Resul-i Ekrem (a.s.m.) kalktı. Biz de onunla kalktık. Resul-i Ekrem gencin yanına girdi ve ona:
— Lâ ilâhe illâllah, de, buyurdu.
— Söyleyemiyorum. Resul-i Ekrem (a.s.m.):
— Niçin, diye sorunca, gelen adam:
— Annesine âsi idi, dedi.
Resul-i Ekrem, annesinin sağ olduğunu öğrenince onu çağırttı ve aralarında şu konuşma geçti:
— Bak şurada büyük bir ateş (olsa) ve ‘Oğluna şefaat edersen onu bu ateşte yakmayız; fakat şefaat etmezsen bu ateşte yakarız’ deseler ne yapardın? Şefaat eder miydin?
— Onun şefaatçisi ben olurdum.
— O halde ondan râzı olduğuna, Allah-u Teâlâyı ve beni şâhit göster.
— Allah´ım! Seni ve Resul-i Ekremi şâhit tutuyorum. Oğlumdan râzı oldum (hakkımı ona helâl ettim)” dedi.
Bunun üzerine Resul-i Ekrem (a.s.m.) hasta gence:
— Lâ ilâhe illâllah vahdehû lâ şerikeleh ve eşhedü enne Muhammeden abdühû ve Resulüh, de, diye buyurdu. Hasta hemen şehâdet getirdi.
Bunun üzerine Resul-i Ekrem (a.s.m.):
— Allah´a hamdolsun ki, benim vasıtam ile bu genci Cehennem ateşinden kurtardı, dedi. (Hadisi Taberânî ve özet olarak Ahmed bin Hanbel rivâyet etmiştir.)
Bu müthiş hadisteki ibretli noktalar sizin de dikkatinizi çekmiştir.
Öncelikle, karşımızda hayatının son deminde imansız giderek, sonsuz azaba müstehak olmak üzere olan bir “Müslüman genç” var. Ve bu genç, Asr-ı Saadette yaşayan, o altın çağın mutluluk ortamında yetişen, o atmosferin havasıyla büyüyüp serpilen bir genç. Hadisin başka rivayetlerinden anlıyoruz ki, bu öyle çocuk yaşlarda bir genç değildir; evlenmiş, yuva kurmuş bir gençtir.
İşte iman ve İslâmın zirveleştiği bir dönemde ruhunu Allah´a teslim etmek üzere olan bu genç, imansız gitmek üzere. Üstelik bu bir sahabedir. Çünkü o asırda yaşamış ve Peygamberimizi (a.s.m.) görmüştür. Son anına kadar mü´mindir, inançlıdır. Çünkü “İnanmıyorum” veya “Söylemeyeceğim” demiyor; “Söyleyemiyorum” diyor.
Bu durumdaki bir gencin problemi kendisine iletildiğinde Peygamberimizin ilk sorusuna bakın: “Namaz kılar mıydı?” Bu ilk soru, ahirete imanla gitmek, o ebedî davayı kazanmak isteyen bizleri beynimizden vuruyor, ruhumuzu sarsıyor, âdeta titretiyor. Demek, böyle bir problemin ilk sebebi, “namaz kılmamak” olabilir; başka bir şey olamaz ki, Peygamberimizin ilk sorusu bu oluyor.
Şimdi düşünün: Hangimiz bu sonsuz hayatı kaybetmek isteriz? Müslüman olduğunu söyleyen hangi insan, “Ben son nefeste imansız gitsem de olur” diyebilir? Aksine, bütün dualarımızda hüsn-ü hâtime, yani iyi son için, imanla ölmek için dua etmiyor muyuz?
İşte o müthiş imtihanın ilk sorusu iman, ikincisi namazdır. Hadisten, ana baba hakkının, hüsn-ü hâtime üzerinde ne derece etkili olduğunu da anlıyoruz.
Hiç şüphesiz bu hadisten, namaz kılmayan veya anne babasına isyan eden herkesin mutlaka imansız gideceği anlamını çıkaramayız. Çünkü son nefeste kimin nasıl gideceğini ancak Allah bilir. Fakat bu hadis, önemli bir ipucu veriyor, çok ciddi bir biçimde bizi uyanık ve tetikte olmaya çağırıyor.

KAYNAK : Sabah Namazına Nasıl Kalkılır? - Cemil Tokpınar
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://mucrim.eniyiforum.org
 
Namaz ahirete imanla gitmeye vesiledir
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Namaz Namaz Namaz Yine ve Elbette Namaz
» Teyemmüm yaparak namaz kılan bir kimse namaz vakti çıktıktan sonra suyu bulsa kıldığı namazı kaza etmesi gerekir mi?
» Tiyatro mu, namaz mı?
» Aceleyle kılınan namaz, namaz sayılmaz
» Namaz en cami ibadettir

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
MücriM :: Mânâ :: Namaz-
Buraya geçin: