MücriM
Karıncaların Dili 112
MücriM
Karıncaların Dili 112
MücriM
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.


Tut Elimden Tut Ki Edemem Sensiz Rabbim..
 
AnasayfaLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap
“İnsanlara merhamet etmeyene Allah merhamet etmez.'' (Müslim, Fedâil, 66; Tirmizî, Birr, 16)
“Hayra vesile olan, hayrı yapan gibidir'' (Tirmizî, İlm, 14)
Allah sizin ne dış görünüşünüze ne de mallarınıza bakar. Ama o sizin kalplerinize ve işlerinize bakar.(Müslim, Birr, 33; ‹bn Mâce, Zühd, 9;Ahmed b. Hanbel, 2/285, 539.)
Bir müslümanın diktiği ağaçtan veya ektiği ekinden insan, hayvan ve kuşların yedikleri şeyler, o müslüman için birer sadakadır.(Buhârî, Edeb, 27; Müslim, Müsâkât, 7, 10)

 

 Karıncaların Dili

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
MücriM
Admin
MücriM


Mesaj Sayısı : 1746
Site Aktifliği : 5282
Kayıt tarihi : 24/09/08

Karıncaların Dili Empty
MesajKonu: Karıncaların Dili   Karıncaların Dili EmptyPtsi Ağus. 03, 2009 7:12 pm

Karıncaların Dili 486_b


Avrupa Zaman'da çıkan "Karıncalar yuvalarında konuşuyormuş" başlıklı haberde şöyle deniliyor: "İngiliz bilim adamları, karıncaların yuvalarının içinde konuştuğunu ifade ediyor.
Science dergisinde de yayınlanan habere göre, yuvaların içine minyatür mikrofon ve hoparlör yerleştiren araştırmacılar, kraliçe karıncanın işçi karıncalara yönelik sesini kaydedip tekrar çaldı. Oxford Üniversitesi'nden Jeremy Thomas, kraliçenin sesini çaldıklarında işçi karıncaların antenleri havada ve çeneleri açık saatlerce hareketsiz savunma durumunda beklediklerini kaydetti. İngiliz bilim adamı. 'En önemli keşif, değişik seslerin karınca kolonisinin değişik tepkilerine yol açması' dedi." (Avrupa Zaman, 9.2.2009)

Kur'an-ı Kerim'de Neml (Karınca) Sûresi'nde şöyle deniliyor: "(Süleyman, ordusu ile) Karınca vâdisine geldiklerinde, bir karınca 'Ey karıncalar, yuvalarınıza girin... Süleyman ve orduları, sizi fark etmeyerek ezip çiğnemesinler!' dedi. Onun bu sözünden dolayı tebessümle güldü ve 'Yâ Rabbi, dedi, beni nefsime öyle hâkim kıl ki, gerek bana, gerek ebeveynime ihsan ettiğin nimetlere şükrediyorum, Seni râzı edecek güzel ve makbul işler yapabileyim. Bir de lütfedip beni hayırlı kulların arasına dâhil eyle!" (27/18–19)
Bu âyetlerin ifadelerinden, karıncaların bir dili olduğunu, toplum disiplini ile hareket ettiklerini anlıyoruz. Peygamber Efendimiz'i (sas) bilip, peygamberliğini ikrar eden bazı hayvanlar gibi zamanlarının peygamberi Hz. Süleyman'ı da karıncaların tanıdığını, Süleyman aleyhisselamın da onların dillerini bildiğini anlıyoruz.
Malumdur ki, karıncaların işitme duyguları ayaklarındadır ve çok hassastır; en ince ve hafif sesleri bile fark ederler. Hatta zelzeleyi bile önceden fark ettikleri, zelzele öncesi faaliyetlerinden anlaşılmaktadır.
Ayrıca bu hassas duyargalı hayvanların hiss-i kablelvukuya (önseziye) sahip oldukları da bilinmektedir. Hatta evliyaullahtan bir zat, Birinci Dünya Savaşı öncesi karıncaların cenazelerini yuvalarından dışarı taşımalarını görmüş ve yaklaşmış olan dünya çapındaki büyük olayı haber vermiştir.
Karıncalar Allah'ın ihsan ettiği nimetlere karşı çok hassastırlar, onların ayakaltında ezilip hakaret görmesine râzı olmazcasına, hiç umulmadık mekânlarda yerlere atılmış, pirinç tanelerini, ekmek kırıntılarını alıp götürmek üzere bir yerden telefon almış gibi hemen hazır olurlar. Bu hususu "Lâtif Nükteler" kitapçığında Bediüzzaman Hazretleri şöyle ifade eder:
"Küçücük hayvanların cenazelerini ve nimetin küçücük parçalarını ve tanelerini toplamak vazifesiyle karıncalar nezâfet (temizlik) memurları olarak, hem nimet-i İlâhiyenin küçük parçalarını teleften, çiğnemekten, hakaretten ve abesiyetten korumakla ve küçücük hayvanatın cenazelerini toplamakla, sıhhiye memurları gibi vazifelendirilmişlerdir."
Âyetlerin de işaret ettiği gibi karıncalarda bir toplum düzeni, içtimaî hayatın disiplinine itaat duygusu mevcuttur. Yüz metrekare bir alan içinde termit karıncalar topluluğunda yapılan araştırmalar onların bir kraliçenin kontrolünde ve onun emirleriyle hareket ettiklerini, onun öldürülmesiyle, bir anda düzenli hareketlerin durduğunu; öldürülmeden ayrı ses geçirmez bir bölüme alındığında bile toplum düzeninin bozulmadan yine nizamî hareketlerin devam ettiğini göstermiştir.
Avustralyalı bir bayan, Sidney yakınlarında ölen asker karıncalara arkadaşları tarafından yapılan cenaze merasimini şöyle hikâye eder: "Karıncalar ikişer ikişer sıralanarak cesetlerin bulunduğu yere gelinceye kadar intizamla ağır ağır yürüdüler. İki karınca ilerledi ve arkadaşlarından birinin cesedini aldı, sonra diğer ikisi ilerledi, sonuna kadar hepsi aynı şeyi yapınca, artık karıncalar yürümeye hazırdı. Evvela bir cesedi çeken iki karınca hareket etti, sonra ikisi boş olarak yürüdü, bunları yine ceset götüren iki karınca tâkip etti. Sırada aşağı yukarı kırk çift vardı. Artık alay yavaş yavaş ilerliyordu. Aralarında iki yüz kadar karınca bulunan intizamsız bir grup da bunları takip ediyordu. Bazen iki karınca duruyor, taşıdığı cesedi bırakıyor, arkadan boş gelen ikisi bu cesedi alıyordu. Böylece zaman zaman cesetleri birbirine devrederek deniz kenarında bir kumsala vardılar. Burada her karınca için ayrı ayrı bir mezar kazıldı. Aralarında altı veya yedi karınca, kazma işine iştirak etmeden kaçmaya teşebbüs etti; bunları yakalayıp geri getirdiler, üzerine hücum edip öldürdüler. Derhal tek bir mezar kazdılar ve hepsini birden içine attılar. Bunlara cenaze merasimi yapılmadı.
Bütün bu aktarmalarla, Kur'an âyetlerinin ifadelerine dikkatleri çekmek istiyorum.
Zaman
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://mucrim.eniyiforum.org
 
Karıncaların Dili
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Kur'an dili neden Arapça, Kuran'ı tercümesinden okusak daha iyi olmaz mı?

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
MücriM :: Mânâ :: İslami Konular-
Buraya geçin: