MücriM
Resulullah (asm) Herkesten Cesurdu 112
MücriM
Resulullah (asm) Herkesten Cesurdu 112
MücriM
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.


Tut Elimden Tut Ki Edemem Sensiz Rabbim..
 
AnasayfaLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap
“İnsanlara merhamet etmeyene Allah merhamet etmez.'' (Müslim, Fedâil, 66; Tirmizî, Birr, 16)
“Hayra vesile olan, hayrı yapan gibidir'' (Tirmizî, İlm, 14)
Allah sizin ne dış görünüşünüze ne de mallarınıza bakar. Ama o sizin kalplerinize ve işlerinize bakar.(Müslim, Birr, 33; ‹bn Mâce, Zühd, 9;Ahmed b. Hanbel, 2/285, 539.)
Bir müslümanın diktiği ağaçtan veya ektiği ekinden insan, hayvan ve kuşların yedikleri şeyler, o müslüman için birer sadakadır.(Buhârî, Edeb, 27; Müslim, Müsâkât, 7, 10)

 

 Resulullah (asm) Herkesten Cesurdu

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
MücriM
Admin
MücriM


Mesaj Sayısı : 1746
Site Aktifliği : 5282
Kayıt tarihi : 24/09/08

Resulullah (asm) Herkesten Cesurdu Empty
MesajKonu: Resulullah (asm) Herkesten Cesurdu   Resulullah (asm) Herkesten Cesurdu EmptyPerş. Tem. 16, 2009 10:18 am

Bismillahirrahmanirrahim

Başta İmam-ı Buharî, eimme-i hadis haber veriyorlar ki: Bir defa, gecede, Medine-i Münevverenin haricinde, düşman hücum ediyor gibi mühim bir hadise işâa edildi. Sonra cesur atlılar çıktılar, gittiler. Yolda yürüyorlar; bir zat geliyor. Baktılar, Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâmdır. Ferman etmiş: "Birşey yoktur." Meşhur Ebu Talha'nın atına binip, şecaat-i kudsiyesi muktezasınca herkesten evvel gitmiş, tahkik etmiş ve dönmüştü. (Mektubat sh. 154)


Vakıât-ı katiyedendir ki, mağaradan çıkıp Medine tarafına gittikleri vakit, Kureyş rüesası, mühim bir mal mukabilinde, Sürâka isminde gayet cesur bir adamı gönderdiler; tâ takip edip onları öldürmeye çalışsın. Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm, Ebu Bekr-i Sıddık ile beraber gardan çıkıp giderken gördüler ki, Sürâka geliyor.

Ebu Bekr-i Sıddık telâş etti. Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm mağarada dediği gibi, Üzülme Allah bizimle beraberdir. (Tevbe Suresi. 40) dedi. Sürâka'ya bir baktı; Sürâka'nın atının ayakları yere saplandı, kaldı. Tekrar kurtuldu, yine takip etti. Tekrar atının ayaklarının saplandığı yerden duman gibi birşey çıkıyordu. O vakit anladı ki, ne onun elinden ve ne de kimsenin elinden gelmez ki ona ilişsin. "El-aman" dedi. Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm aman verdi. Fakat dedi: "Git, öyle yap ki başkası gelmesin." (Mektubat sh. 159)



Gazve-i Gatfan ve Enmar'da, müteaddit tariklerle eimme-i hadis haber veriyorlar ki: Gavres isminde cesur bir kabile reisi, kimse görmeden, tam Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâmın başı üzerine gelerek, yalın kılıç elinde olduğu halde, Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâma dedi: "Kim seni benden kurtaracak?" Demiş: "Allah." Sonra böyle dua etti:

"Allahım! Dilediğin bir şeyle beni ondan kurtar."

Birden o Gavres, iki omuzu ortasına gaibden bir darbe yer, o kılıç elinden düşer, yere yuvarlanır. Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm kılıcı eline alır, "Şimdi seni kim kurtaracak?" der, sonra affeder. O adam gider taifesine. O pek cüretkâr, cesur adama herkes hayrette kalır. "Ne oldu sana? Niçin birşey yapamadın?" dediler. O dedi: "Hadise böyle oldu. Ben şimdi insanların en iyisinin yanından geliyorum."

Hem şu hadise gibi, gazve-i Bedir'de bir münafık, Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâmı bir gaflet vaktinde, kimse görmeden, tam arkasından kılıç kaldırıp vururken, birden Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm bakmış. O titreyip, kılıç elinden yere düşmüş. (Mektubat sh. 160)

Bediüzzaman Said Nursi

SÖZLÜK:

İMAM-I BUHÂRÎ : (H. 194-256) Buharalı. Altıyüz bin hadisten seçilen 7275 hadis ile en sahih ve muteber olan Sahih-i Buharî adlı eserin sahibi.
EİMME-İ HADÎS : Hadîs imamları.
İŞÂA : Bir haberi yayma, duyurma.
FERMÂN : Emir, buyruk, tebliğ.
ŞECAAT-I KUDSİYE : Kusursuz ve noksansız cesaret, yiğitlik.
MUKTEZÂ : Gereken, lâzım gelen, îcap eden.
TAHKÎK : Doğru olup olmadığını araştırmak veya doğruluğunu yanlışlığını ortaya çıkarmak. İncelemek, içyüzünü araştırmak.
VÂKIÂT-I KATİYE : Vuku bulduğu muhakkak ve kesin olan olaylar.
RÜESÂ : Reisler, başkanlar
GAR : Mağara. İn.
AMAN : (Emân) Emniyet. İmdat.
GAZVE : Savaş, harb, çarpışma.
MÜTEADDİD : Pekçok. Türlü türlü, çeşitli.
TARÎK : Yol, tarz, usul, vâsıta, meslek.
KABÎLE : Birlikte yaşayan, konup göçen, bir sülâleden gelen insanlar.
GAİB : Görünmeyen, gizli.
TÂİFE : Kavim, kabîle, takım, hususî bir sınıf meydana getiren insanlar.
CÜRETKÂR : Cesur, girişken.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://mucrim.eniyiforum.org
 
Resulullah (asm) Herkesten Cesurdu
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Resulullah(S.A.V.) 'tan Latifeler...
» Resulullah ( s.a.v ) 'ın Ağlamasi
» "Muhammeder resulullah" ''Muhammed Allah'ın Resulüdür' demeyen cennete girer mi?

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
MücriM :: Mânâ :: Risale-i Nur-
Buraya geçin: