Dua bir tür ibadettir, ubudiyettir.
İhtiyaç halinde insan aczini fakrını hissederek dua eder.
Böylece dua ibadeti yerine getirilmiş olur.
Sonuçtan çok ibadetin yapılması önemlidir.
Ancak her duaya cevap veriliyor.
Allah c.c ya duada istenileni verir, ya erteler sonra verir,
ya hayırlı olmadığından hiç vermez ahirete bırakır,
ya da aynını değil daha hayırlısını verir.
Dua kabul olmadı denilmez.
Dua bir ibadettir, ubudiyettir Bizim dualarda ki ana prensibimiz ibadet kastı ve gayesi hakim olmalıdır.
Yoksa duayı sırf kabul edilmesi gereken ve ihtiyaç dilekçesi olarak görmek yanlıştır.Bazen bir şey için dua edilir. Fakat istediğimiz bu şey, zahiren kabul edilmez. Buna rağmen bizim duayı bırakmamamız lazımdır.
Şayet istediğimiz şey elde edilse ve Cenab-ı Hak duamızı kabul etse nurun ala nur. Ama zahiren, görünürde kabul edilmese bile biz “ duam kabul olmadı” demeyeceğiz. Aksine “ Allah bu duamı ahiretim için veya dünyada daha iyi bir şekilde kabul etti” denilir.
Hakikaten bu dua boşa gitmedi, ibadet olması dolayısıyla ahirette mükafatını göreceğim diyerek, daha fazla dua etmeye gayret ve şevk taşımalıyız.
Cenab-ı Hak Kur’an-ı Kerim’de :“Bana dua edin size cevap vereyim” buyurmaktadır (mü’min, 60)
. Bazıları bu ayet-i kerimeyi öne sürerek şöyle demektedirler: Madem Allah “bana dua edin bende kabul edeyim” demiştir. Neden çokça dua ettiğimiz halde bazıları kabul edilmiyor?
Bu hususta alimlerimiz ittifakla bu ayette Allah “cevap veririm” demektedir, “ Kabul ederim” dememektedir.
Nasıl ki, sen bir hekime gitsen ve desen “ ey hekim bana şu ilacı ver” elbette hekim sana cevap verir ve “ buyurun” diye cevap verir. Fakat istediğin şey ya hikmetsiz, ya faydasız veya sana zararlı bir ilaç ise, onu değil de daha güzelini sana verir.
Aynen onun gibi, mutlak hikmet sahibi Cenab-ı Hak “ bize ve dualarımıza cevap verir. Ama kabul etmek hikmetine tabi olduğundan bazen istenen şeyin aynısı bazen de daha güzelini bazen de zararlı olduğunu bildiği için hiç vermez.
Duanın Kabulü İçin :
Yapılan dua mümkünse abdestli olarak, samimi bir kalp ile yapılmalıdır. Mübarek mevkilerde özellikle mescit ve camilerde, mübarek zamanlarda özellikle ramazan ayı ve kadir gecesi, berat gecesi gibi mübarek gecelerde, namazlardan sonra özellikle sabah namazından sonra dua edilmesi, Rahmet-i İlâhiyeden ümid edilir.
Dua yaptıktan sonra, her zaman hayırlısını istemeliyiz..
Hazreti Meryem validemizin doğma vaktinde annesi O’nu mescide adar. Ve O’nun erkek değil kız olduğunu görünce epey şaşırır ve üzülür. Alimlerimiz bu durumu misal getirerek derler ki, Allah muhakkak yaptığımız duaları kabul eder.
Bazen daha farklı ve daha güzel bir surette kabul eder. İşte Hz. Meryem 100 erkek değerinde bir kız. Allah annesinin duasını kabul etmedi denilmemeli. Aksine daha güzel bir surette kabul etti denilmelidir.
Bazen de dünyada hiç kabul edilmedi zannedilir. Fakat cennette daha ulvi ve güzel şekilde kabul edilir.
Yazar:
Hanimlar.com