Tut Elimden Tut Ki Edemem Sensiz Rabbim.. |
“İnsanlara merhamet etmeyene Allah merhamet etmez.''
(Müslim, Fedâil, 66; Tirmizî, Birr, 16)
“Hayra vesile olan, hayrı yapan gibidir'' (Tirmizî, İlm, 14)
Allah sizin ne dış görünüşünüze ne de mallarınıza bakar. Ama o sizin kalplerinize ve işlerinize bakar.(Müslim, Birr, 33; ‹bn Mâce, Zühd, 9;Ahmed b. Hanbel, 2/285, 539.)
Bir müslümanın diktiği ağaçtan veya ektiği ekinden insan, hayvan ve kuşların yedikleri şeyler, o müslüman için birer sadakadır.(Buhârî, Edeb, 27; Müslim, Müsâkât, 7, 10)
|
| | Daha Genciz, Yaşlanınca Kılarız | |
| | Yazar | Mesaj |
---|
aSuDe Admin
Rep Puanı : Mesaj Sayısı : 2142 Site Aktifliği : 6286 Kayıt tarihi : 24/09/08 Yaş : 39
| Konu: Daha Genciz, Yaşlanınca Kılarız.. Salı Ağus. 04, 2009 8:30 am | |
| Daha genciz, yaşlanınca kılarız Bir gencin düşmanı sadece şeytanlar mıdır?Hayır!Hattâ şeytanlar en büyük düşman bile değillerdir.Çünkü, Yüce Peygamberimiz (a.s.m.), bu konuda da bizi îkaz ederek, “Senin düşmanların (içinde) en şiddetli düşmanın iki tarafın arasındaki nefsindir” (Keşfü-l Hafâ, 1:412) buyuruyor. Gelişiyle insanlığı karanlıktan aydınlığa çıkaran Yüce Peygamberimiz(a.s.m.), bütün söz, fiil ve davranışlarıyla bizlere örnektir. Kur’an-ı Kerimde meâlen “And olsun ki, Allah’ın rahmetini ve âhiret gününe kavuşmayı umanlar ve Allah’ı çokca zikredenler için, Allah’ın resûlünde size güzel bir nümûne vardır” (Ahzâb: 21) buyuran Rabbimiz, onun her yaş ve her kesimden insana rehber olduğunu belirtmiş oluyor.Yüce Peygamberimiz (a.s.m.) bizim için en güzel “öğretici, uyarıcı ve müjdeleyici”dir. Hayatlarının en fırtınalı ve en hareketli dönemini yaşayan gençler hakkında buyurduğu, “Gençliğin tehlikelerinden sakınınız.” (Kenzü-l Ummâl, 2: 258) şeklindeki hadîs, o enbüyük muallim ve terbiyecinin çok mühim bir uyarısıdır.Hadiste birbiriyle çok yakından ilgili olan iki kavram var: Gençlik ve tehlike.Gençlik, insan hayatının en duygusal dönemidir.İnsanın gerek maddî organlarının, gerekse mânevî duygularının çok canlı olduğu bu devrede, en kritik problemlerle karşılaşılır. Çünkü gençlikte, insanın nefsi kötülüğü emrederken, sahip olduğu potansiyel de bu kötülüğü işlemeye imkân verir.Söz gelişi, yasak eğlence, içki, kumar, zinâ, hırsızlık gibi kötülükler gençlikte daha kolay işlenebilir. Gençler, ömürlerinin en güçlü, en dinamik ve en hareketli dönemini yaşadıkları için ölümü pek düşünmezler. Daha yolun başındadırlar ve yaşlanmaya uzun yıllar vardır. Namaz ve benzeri ibâdetler için, “Daha genciz, yaşlanınca kılarız” gibi bir gaflete düşerler.Halbuki ölüm genç-ihtiyar ayırımı yapmamaktadır. Nice gençler hayatının baharında ölümle tanışmaktadırlar. Hiç kimse Azrail’le (a.s.) “ne kadar yaşayacağı hususunda” sözleşme yapmış değildir. Kaldı ki, Allah ibâdetleri sadece ihtiyarlar için emretmemiştir.İslâm “ihtiyarlar” dini değil, her yaştaki insanın dinidir.Bu bakımdan yaşlanınca namaz kılmaya başlayan birisi, âhirette hesap verirken hemen kurtulacak değildir. Ona, “ergenlik çağından ihtiyarlık dönemine kadar niçin ibâdet etmediği” mutlaka sorulacak, eğer affedilmezse azabını çekecektir.Allah, herkese sonsuz rızık vermekte, ihtiyaçlarını karşılamaktadır.İnsana verilen nimetlerin en çok olduğu devre ise, gençlik dönemidir. Bunun için Rabbimize ençok ibâdet etmemiz gereken dönem de “gençlik” çağıdır. Gerçek bu iken tehlikelerle çepeçevre kuşatılan gençler,nefis ve şeytanın oyununa gelerek Allah’ın emir ve yasaklarına uymayabiliyorlar.İşte Peygamberimiz (a.s.m.) gençleri bu hadisle uyarıyor, gafletedalmamalarını, insî ve cinnî şeytanlara aldanmamalarını öğütlüyor. Bir gencin düşmanı sadece şeytanlar mıdır?Hayır!Hattâ şeytanlar en büyük düşman bile değillerdir.Çünkü, Yüce Peygamberimiz (a.s.m.), bu konuda da bizi îkaz ederek, “Senin düşmanların (içinde) en şiddetli düşmanın iki tarafın arasındaki nefsindir” (Keşfü-l Hafâ, 1:412) buyuruyor. Demek ki, insanın en başta gelen düşmanı bizzat kendi nefsidir. Yani insanı, günahlara, kötülüklere, heveslere sevkeden duygudur. Nefsin en güçlü olduğu ve en fazla istekte bulunduğu dönem de, yine gençlik devresidir. Şu halde gençler, nefsin kötü isteklerini yerine getirmemek için de dikkatli olmak zorundadırlar. Belki bazı gençler, “Ben nefsime hâkim olabilirim. Zaten çok sâkin ve günahlardan uzak bir hayatım var” diye düşünebilir. Oysa bu da nefsin bir oyunudur. Böyle düşünen kimse, nefisle yaptığı mücâdeleyi çok sıkı tutmaz, duyarlılığı kaybeder. Çünkü, nefse güvenilmez. Hazret-i Yûsuf (a.s.) bir peygamber olduğu halde, “Ben nefsimi temize çıkarmam. Çünkü nefis,dâimâ kötülüğe sevkeder—ancak Rabbimrahmet ederse o başka” (Yûsuf:53) demiştir.Tüm peygamberler gibi “günahsız” olan Hazret-i Yûsuf (a.s.) böyle derse, bizim nefsin oyunlarına karşı çok dikkatli olmamız gerekir. Gençliğin tehlikelerini şöyle özetleyebiliriz:1- Tûl-u emel beslemek: Ölümü düşünmeden sanki sonsuza dek yaşayacak gibi uzun emellertaşımak. Bu durum, insanı fâni hayata daldırır, âhiretine çalıştırmaz.2- Hissiyâta göre hareket etmek:Gençlik, insanın en sağlıklı, en güçlü ve en duygulu dönemi olduğu için akıldan ziyâde duygular ön plândadır. Gelip geçici zevkler, oyun ve eğlenceler çekici gelir. Eğlence yerlerinde çoğunlukla gençler bulunur. Orta yaşlılıkta ve ihtiyarlıkta ise, hem vücudun zayıflığı, hastalıkları, hem de hayatın sorumlulukları daha fazla olduğu için kişiler duygusal hareket edemezler.3- Gençlik günahlara ve kötü alışkanlıklara daha açıktır:Gençlik devresi, içki, kumar, zina gibi günahlara daha çok düşüldüğü bir dönemdir. Tüm bu tehlikelere karşı Yüce Peygamberimizin (a.s.m.) tavsiyelerine sımsıkı sarılmamız gerekir.
En son aSuDe tarafından Salı Ağus. 04, 2009 9:26 am tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi | |
| | | MücriM Admin
Mesaj Sayısı : 1746 Site Aktifliği : 5282 Kayıt tarihi : 24/09/08
| Konu: Geri: Daha Genciz, Yaşlanınca Kılarız Salı Ağus. 04, 2009 9:17 am | |
| Allah razı olsun Adminim..Çok güzel bilgiler | |
| | | MücriM Admin
Mesaj Sayısı : 1746 Site Aktifliği : 5282 Kayıt tarihi : 24/09/08
| Konu: Daha Genciz, Yaşlanınca Kılarız Perş. Eyl. 03, 2009 10:34 am | |
| Bir gencin düşmanı sadece şeytanlar mıdır?
Hayır!
Hattâ şeytanlar en büyük düşman bile değillerdir.
Çünkü, Yüce Peygamberimiz (a.s.m.), bu konuda da bizi îkaz ederek, “Senin düşmanların (içinde) en şiddetli düşmanın iki tarafın arasındaki nefsindir” (Keşfü-l Hafâ, 1:412) buyuruyor.
Gelişiyle insanlığı karanlıktan aydınlığa çıkaran Yüce Peygamberimiz (a.s.m.), bütün söz, fiil ve davranışlarıyla bizlere örnektir.
Kur’an-ı Kerimde meâlen “And olsun ki, Allah’ın rahmetini ve âhiret gününe kavuşmayı umanlar ve Allah’ı çokca zikredenler için, Allah’ın resûlünde size güzel bir nümûne vardır” (Ahzâb: 21) buyuran Rabbimiz, onun her yaş ve her kesimden insana rehber olduğunu belirtmiş oluyor.
Yüce Peygamberimiz (a.s.m.) bizim için en güzel “öğretici, uyarıcı ve müjdeleyici”dir.
Hayatlarının en fırtınalı ve en hareketli dönemini yaşayan gençler hakkında buyurduğu, “Gençliğin tehlikelerinden sakınınız.” (Kenzü-l Ummâl, 2: 258) şeklindeki hadîs, o en büyük muallim ve terbiyecinin çok mühim bir uyarısıdır.
Hadiste birbiriyle çok yakından ilgili olan iki kavram var: Gençlik ve tehlike.
Gençlik, insan hayatının en duygusal dönemidir. İnsanın gerek maddî organlarının, gerekse mânevî duygularının çok canlı olduğu bu devrede, en kritik problemlerle karşılaşılır.
Çünkü gençlikte, insanın nefsi kötülüğü emrederken, sahip olduğu potansiyel de bu kötülüğü işlemeye imkân verir.
Söz gelişi, yasak eğlence, içki, kumar, zinâ, hırsızlık gibi kötülükler gençlikte daha kolay işlenebilir.
Gençler, ömürlerinin en güçlü, en dinamik ve en hareketli dönemini yaşadıkları için ölümü pek düşünmezler. Daha yolun başındadırlar ve yaşlanmaya uzun yıllar vardır. Namaz ve benzeri ibâdetler için, “Daha genciz, yaşlanınca kılarız” gibi bir gaflete düşerler.
Halbuki ölüm genç-ihtiyar ayırımı yapmamaktadır. Nice gençler hayatının baharında ölümle tanışmaktadırlar. Hiç kimse Azrail’le (a.s.) “ne kadar yaşayacağı hususunda” sözleşme yapmış değildir.
Kaldı ki, Allah ibâdetleri sadece ihtiyarlar için emretmemiştir. İslâm “ihtiyarlar” dini değil, her yaştaki insanın dinidir. Bu bakımdan yaşlanınca namaz kılmaya başlayan birisi, âhirette hesap verirken hemen kurtulacak değildir. Ona, “ergenlik çağından ihtiyarlık dönemine kadar niçin ibâdet etmediği” mutlaka sorulacak, eğer affedilmezse azabını çekecektir.
Allah, herkese sonsuz rızık vermekte, ihtiyaçlarını karşılamaktadır. İnsana verilen nimetlerin en çok olduğu devre ise, gençlik dönemidir. Bunun için Rabbimize en çok ibâdet etmemiz gereken dönem de “gençlik” çağıdır.
Gerçek bu iken tehlikelerle çepeçevre kuşatılan gençler, nefis ve şeytanın oyununa gelerek Allah’ın emir ve yasaklarına uymayabiliyorlar.
İşte Peygamberimiz (a.s.m.) gençleri bu hadisle uyarıyor, gaflete dalmamalarını, insî ve cinnî şeytanlara aldanmamalarını öğütlüyor.
Bir gencin düşmanı sadece şeytanlar mıdır?
Hayır!
Hattâ şeytanlar en büyük düşman bile değillerdir.
Çünkü, Yüce Peygamberimiz (a.s.m.), bu konuda da bizi îkaz ederek, “Senin düşmanların (içinde) en şiddetli düşmanın iki tarafın arasındaki nefsindir” (Keşfü-l Hafâ, 1:412) buyuruyor.
Demek ki, insanın en başta gelen düşmanı bizzat kendi nefsidir. Yani insanı, günahlara, kötülüklere, heveslere sevkeden duygudur.
Nefsin en güçlü olduğu ve en fazla istekte bulunduğu dönem de, yine gençlik devresidir.
Şu halde gençler, nefsin kötü isteklerini yerine getirmemek için de dikkatli olmak zorundadırlar.
Belki bazı gençler, “Ben nefsime hâkim olabilirim. Zaten çok sâkin ve günahlardan uzak bir hayatım var” diye düşünebilir.
Oysa bu da nefsin bir oyunudur. Böyle düşünen kimse, nefisle yaptığı mücâdeleyi çok sıkı tutmaz, duyarlılığı kaybeder.
Çünkü, nefse güvenilmez. Hazret-i Yûsuf (a.s.) bir peygamber olduğu halde, “Ben nefsimi temize çıkarmam. Çünkü nefis, dâimâ kötülüğe sevkeder—ancak Rabbim rahmet ederse o başka” (Yûsuf:53) demiştir.
Tüm peygamberler gibi “günahsız” olan Hazret-i Yûsuf (a.s.) böyle derse, bizim nefsin oyunlarına karşı çok dikkatli olmamız gerekir.
Gençliğin tehlikelerini şöyle özetleyebiliriz:
1- Tûl-u emel beslemek: Ölümü düşünmeden sanki sonsuza dek yaşayacak gibi uzun emeller taşımak. Bu durum, insanı fâni hayata daldırır, âhiretine çalıştırmaz.
2- Hissiyâta göre hareket etmek: Gençlik, insanın en sağlıklı, en güçlü ve en duygulu dönemi olduğu için akıldan ziyâde duygular ön plândadır. Gelip geçici zevkler, oyun ve eğlenceler çekici gelir. Eğlence yerlerinde çoğunlukla gençler bulunur. Orta yaşlılıkta ve ihtiyarlıkta ise, hem vücudun zayıflığı, hastalıkları, hem de hayatın sorumlulukları daha fazla olduğu için kişiler duygusal hareket edemezler.
3- Gençlik günahlara ve kötü alışkanlıklara daha açıktır: Gençlik devresi, içki, kumar, zina gibi günahlara daha çok düşüldüğü bir dönemdir.
Tüm bu tehlikelere karşı Yüce Peygamberimizin (a.s.m.) tavsiyelerine sımsıkı sarılmamız gerekir.
Yazar: Cemil Tokpınar | |
| | | meriç
Rep Puanı : Mesaj Sayısı : 191 Site Aktifliği : 459 Kayıt tarihi : 27/07/09 Yaş : 44 Nerden : Adana
| Konu: Geri: Daha Genciz, Yaşlanınca Kılarız Cuma Eyl. 04, 2009 2:26 pm | |
| Emeğine sağık güzel paylaşımdı | |
| | | | Daha Genciz, Yaşlanınca Kılarız | |
|
Similar topics | |
|
| Bu forumun müsaadesi var: | Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
| |
| |
| |
|