Çocuğunun namaz kılmasını istemeyen, onu eleştiren, hatta cezalandıran anne babalar olabiliyor.
Namazına dört elle sarılan bir çocuğa sahip olmak büyük bir nimet olduğu halde bazı aileler tam tersini düşünüyor. Çocuğunun namaz kılmasını istemeyen, onu eleştiren, hatta cezalandıran anne babalar olabiliyor.
Eğer böyle bir aile veya çevreye sahipseniz, hiç korkmadan namazınızı kılın ve hiçbir şeyden korkmayın. Unutmayın ki, zahmetler içinde kıldığınız namaz, çok daha sevaplı olacaktır. Bu yüzden haksızlığa uğrarsanız, yaptığınız dualar daha çabuk kabul olur. Çünkü, mazlumun duası, hızla kabul olan dualardandır.
Dinimizin ilk yıllarında büyük bir tepki gösteren müşrikler, Müslümanlara akla gelmedik kötülük ve işkence yaptılar. Müslümanlar her acıya sabırla karşı koydular ve asla geri adım atmadılar. Kısa bir süre sonra İslâma düşman olanların çoğu Müslüman oldu. Mazlum durumdaki Müslümanlar, hakim konumuna geçtiler. Dün işkence görenler, yeni kurulan İslâm devletinin valileri olmuşlardı. Ayrıca kıyamete kadar gelen Müslümanların ibadetlerine vesile olarak hiç kimsenin erişemeyeceği kadar sevap kazandılar.
Siz de sıkıntılara aldırmayın. Ailenize ve çevrenize, şefkat ve merhametle davranın. Bir gün gelecek, bilmedikleri gerçekleri kavrayacaklar ve size hoşgörüyle yaklaşacaklar.
Bazen çarşı pazar, otogar, havaalanı ve benzer kalabalık yerlerde namaz kılmanız gerekebilir. Kimi zaman da bir toplantı, bir düğün, bir program sebebiyle namaz için şartları uygun olmayan bir yerde olabilirsiniz. Asla namazdan vazgeçmeyin.
— Acaba beni görenler, ne der, gibi bir düşünce taşımayın. Kim ne düşünürse düşünsün, ne derse desin. Mühim olan, “Allah’ın ne diyeceği, nasıl karşılayacağı”dır.
Eğer toplantı, konferans, konser ve düğün gibi bir programa gidecekseniz, namaz vaktini, abdest durumunu, nerede kılacağınızı iyice hesap edin. Her şeye rağmen asla kazaya bırakmayın.
Namaz için katlandığınız acılar ve sıkıntılar çabuk geçer; ama namaz kılmamanın getireceği uhrevî ıztıraplar kolay geçmez; hatta bazen hiç geçmez.
KAYNAK : Sabah Namazına Nasıl Kalkılır? - Cemil Tokpınar