MücriM
Allah Bilinebilir mi? Tarif Edilebilir mi? 112
MücriM
Allah Bilinebilir mi? Tarif Edilebilir mi? 112
MücriM
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.


Tut Elimden Tut Ki Edemem Sensiz Rabbim..
 
AnasayfaLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap
“İnsanlara merhamet etmeyene Allah merhamet etmez.'' (Müslim, Fedâil, 66; Tirmizî, Birr, 16)
“Hayra vesile olan, hayrı yapan gibidir'' (Tirmizî, İlm, 14)
Allah sizin ne dış görünüşünüze ne de mallarınıza bakar. Ama o sizin kalplerinize ve işlerinize bakar.(Müslim, Birr, 33; ‹bn Mâce, Zühd, 9;Ahmed b. Hanbel, 2/285, 539.)
Bir müslümanın diktiği ağaçtan veya ektiği ekinden insan, hayvan ve kuşların yedikleri şeyler, o müslüman için birer sadakadır.(Buhârî, Edeb, 27; Müslim, Müsâkât, 7, 10)

 

 Allah Bilinebilir mi? Tarif Edilebilir mi?

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
aSuDe
Admin
aSuDe


Rep Puanı : uğurböcüğü
Mesaj Sayısı : 2142
Site Aktifliği : 6286
Kayıt tarihi : 24/09/08
Yaş : 39

Allah Bilinebilir mi? Tarif Edilebilir mi? Empty
MesajKonu: Allah Bilinebilir mi? Tarif Edilebilir mi?   Allah Bilinebilir mi? Tarif Edilebilir mi? EmptyC.tesi Ağus. 01, 2009 7:28 pm

Allah hakkında, biz bize öğretilenden başkasını bilemeyiz. Akıl, bu sahada bir şey söyleyemez. Bu mevzuda aklın yapacağı şey, vahyin rehberliğini kabulden ibarettir. Bunu şöyle bir misalle anlaşılır hâle getirebiliriz: Meselâ; bizler bir çatı altında oturuyoruz. Bir aralık kapının vurulduğunu duyduk. Evet, hakikaten kapı vuruluyordu. İçimizden bazıları, kapının vurulmasından anlaşılanı aşarak, bir kısım mütalâalarda bulunmaya başladılar: “Efendim kapıyı vuran şöyle bir zâttır, böyle bir zâttır.” ilh... Biz, buna tasavvur diyoruz. Bir diğer grup ise, böyle bir meselede, aklın tasavvur etmeye mecâli yoktur. Akla düşen şey, kapının vurulmasıyla arka tarafta birinin bulunduğunu tasdik; fakat kim olduğunu belirleme hususunu, kapıyı vurmak suretiyle kendini bize tanıttırmak isteyen Zât’a bırakmak olacaktır. Biz buna teakkul (akletme), anlama diyoruz.

Bu misali, mevzuumuza şöylece tatbik edebiliriz: Biz Allah’ı (cc) eserlerinden isimlerine, isimlerinden sıfatlarına, sıfatlarından tecellî-i Zât’a yükselerek tanımağa çalışırız. Yani, eserlerinde tecellîden isimleriyle tecellî etmesine geçerek kâinatı dolaşır, sıfatların tecellî ufkuna ulaşır; gayptan şuhûda yükseliriz ve müşâhede zevkimiz arttıkça, tecellî-i Zât için sermest ve bîhûş çırpınıp dururuz. Gâh cemâl ve şefkât esintileriyle inbisât eder ve neşeleniriz; gâh celâl, mehâbet ve korku içinde ra’şedâr olup ürpeririz. Görülüyor ki; Zât-ı Bârî hakkında, bizim “mârûfumuz” ve “malûmumuz” ölçüsü içinde bir şey diyemiyoruz. O’nun, bilinmesini, kendine has lisan ve lehçesi içinde, şehâdet ve gayp âleminin birleşme noktası olan vicdana bırakıyoruz.

Evet, Allah isimleriyle mâlûm, sıfatlarıyla muhât, zâtıyla mevcuttur; Hz. Sıddîk’ın ifadesiyle: O’nu idrak, idrakten acz ifadesi içindedir. Veya en büyük Tarifçiye isnat edilen bir sözdeki itirafla, “Seni hakkıyla bilemedik ey Mârûf.” (1) ölçüsüyle bir Mârûf ve Malûm’dur. Kur’ân-ı Kerim’in, O’nun ef’âli ve icraatına dair verdiği tariflerde ise, O’nu ef’âl ve sıfatlarıyla bir Mâbûd-u Mutlak tanır; kemâl sıfatlarla bilinebileceğine kalben yükselir, cemâlde (sonsuz güzellik kaynağı) olan kemâlini (mutlak eksiksizlik ve kusursuzluğunu) görürüz. Öyle ise, ahd ü peymânımızı bir kere daha yenileyerek, şöyle diyebiliriz: Ey Mâbûd-u Mutlak!... Seni hakkıyla bilemediğimiz muhakkak; ama bizlere şah damarlarından daha yakın olduğun ve normo âlemdeki bu yakınlığın içinde, bütün bir semâvatı kitap sayfaları gibi açıp kapamadaki azametini, sineğin gözü ile güneş manzûmesi arasında vaz’ettiğin şiirimsi âhengi, ruhumuza bir nurlu yol kabul ederek, binlerce, yüz binlerce menzilde Sana ait eserlerle Zât’ını tanıyor, tecellîlerinlebütünleşiyor ve itminana eriyoruz. ***
_____________________________ ___________
Muhat: İhata olunmuş, kavranmış
Mehâbet: Heybet, ihtişam; saygıyla karışık korku
Raşedar: Ürperen, titreyen
Sermest: Kendinden geçmiş bir halde
Şuhûd: O’na ait emarelerin sezilip duyulduğu âlem
Tecelli-i Zât: Ani ve berki olan Zâti tecelli
Bihûş: Aklı başından gitmiş, kendinden geçmiş bir halde
Gayb: Alâmet ve emare ile bilinmeyen, his ve akıl ötesi âlem
İnbisât: Genişleme, yayılma, ferahlama
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Allah Bilinebilir mi? Tarif Edilebilir mi?
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Hamd (övme ve övülme), âlemlerin Rabbi Allah'a mahsustur. Buradaki övme Allah’ın insanı övmesi, övülme ise Allah’ın övülmesi manasına mıdır?
» İftar yemeğinde skandal tarif
» İnsanın Birinci Hedefi Allah'ı Tanımak Allah Marifetine Ulaşmak Olmalı
» Beş N, Bir ALLAH
» 25 yıldır sadece 'Allah Allah' diyor

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
MücriM :: Mânâ :: Allah (cc)-
Buraya geçin: